6 Şubat 2023'te yaşanan büyük depremlerin ardından Hatay'ın yaşadığı acı tarifsiz. Binlerce can kaybı, on binlerce yaralı ve şehrin neredeyse tamamının enkaza dönmesi... Tüm bu yaşananlara rağmen Hatay'ın "Afet Bölgesi" ilan edilmemesi büyük bir soru işareti yaratıyor. Üstelik, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinin afet bölgesi ilan edilmesi, Hataylıların tepkisini daha da artırıyor. Peki, bu durumun ardında yatan gerçekler neler? Hatay'a neden bu ayrımcılık yapılıyor?

Hatay'ın Yaraları Sarılmıyor Mu?

Depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen Hatay'daki yaralar hala sarılabilmiş değil. Enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken, bir yandan da barınma, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlar karşılanmaya çalışılıyor. Ancak, "Afet Bölgesi" ilan edilmemesi, yardımların ulaşmasını zorlaştırıyor ve yeniden yapılanma sürecini geciktiriyor. Hataylılar, devletin kendilerine gereken önemi vermediğini düşünerek büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor.

Sındırgı'ya Afet Bölgesi İlanı: Hatay Neden Dışarıda?

Geçtiğimiz haftalarda Balıkesir'in Sındırgı ilçesinin "Afet Bölgesi" ilan edilmesi, Hatay'daki tepkileri zirveye taşıdı. Depremle kıyaslanamayacak kadar küçük bir olay nedeniyle Sındırgı'nın afet bölgesi ilan edilmesi, Hataylılar tarafından büyük bir adaletsizlik olarak algılanıyor. Vatandaşlar, sosyal medya üzerinden ve çeşitli platformlarda seslerini duyurmaya çalışarak, bu duruma tepki gösteriyor. Hatay'ın neden görmezden gelindiği sorusu, yetkililer tarafından hala net bir şekilde yanıtlanmış değil.

Hatay Halkı Ne İstiyor?

Hatay halkı, öncelikle "Afet Bölgesi" ilan edilerek hak ettikleri yardımların ve desteğin sağlanmasını istiyor. Ayrıca, kalıcı konutların bir an önce inşa edilerek barınma sorunlarının çözülmesini, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesini ve eğitim faaliyetlerinin yeniden başlamasını talep ediyorlar. Hataylılar, devletin ve milletin desteğiyle yeniden ayağa kalkmak, yaralarını sarmak ve geleceğe umutla bakmak istiyor. Bunun için de adaletli bir yaklaşım ve somut adımlar bekliyorlar.

Hatay'ın yaşadığı bu zorlu süreçte, sesini duyurmak ve haklarını savunmak için mücadele eden vatandaşların yanında olmak gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, Hatay sadece bir şehir değil, aynı zamanda bir tarih, bir kültür ve bir medeniyetin simgesidir. Bu değerleri korumak ve yeniden yeşertmek hepimizin sorumluluğundadır.