Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Brezilya'da düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı'nda (COP30),Türkiye'nin COP31 İklim Zirvesi'ne ev sahipliği için aday olduğunu açıkladı. Bu önemli hamle, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlılığını ve uluslararası işbirliğine verdiği önemi bir kez daha gözler önüne serdi.

Türkiye'nin İklim Değişikliği Vizyonu

Cevdet Yılmaz, konuşmasında dünyanın karşı karşıya olduğu jeopolitik gerilimler, ekonomik belirsizlikler ve iklim etkileri gibi zorluklara dikkat çekti. Gazze'deki insani krizin çözümü ve küresel adaletin sağlanmasının önemini vurgulayan Yılmaz, iklim değişikliğinin sadece çevresel bir sorun olmaktan çıktığını, sürdürülebilir kalkınma hedeflerini tehdit eden karmaşık bir küresel sorun haline geldiğini belirtti. Bu sorunun aşılmasının ancak güçlü bir uluslararası işbirliği ile mümkün olacağını ifade etti.

Yılmaz, Türkiye'nin net-sıfır emisyon hedefi doğrultusunda kararlı adımlar attığını ve bu hedefe ulaşmak için bir yol haritası belirlediğini söyledi. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımların artırılması, enerji verimliliğinin güçlendirilmesi ve sanayide düşük karbonlu teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılması gibi önlemlerin alındığını belirtti. Ayrıca, demir yolu taşımacılığının önceliklendirilmesi, elektrikli araçlara geçişin hızlandırılması ve Sıfır Atık Girişimi'nin yaygınlaştırılması gibi çalışmaların da sürdürüldüğünü ifade etti.

COP31 İçin Köprü Rolü Vurgusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önce açıkladığı gibi, Türkiye'nin 2030 için hedeflediği emisyon miktarını 2035 için düşürme hedefi de Yılmaz tarafından tekrarlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kabul ettiği ilk "İklim Kanunu" ile Emisyon Ticaret Sistemi'nin hayata geçirilmesi ve Yeşil Finans Stratejisi'nin uygulanması gibi önemli adımlar atılacak. Bu kanun, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki yasal çerçevesini güçlendirecek ve daha etkin politikaların uygulanmasına olanak sağlayacak.

Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin COP31'e ev sahipliği adaylığının, ülkenin iklim değişikliğiyle mücadelede güney ve kuzey arasında bir köprü rolü üstlenme arzusunu yansıttığını vurguladı. Adil, hakkaniyetli ve ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluk ilkesi çerçevesinde yürütülecek bir iklim eylemi için Türkiye'nin tüm taraflarla işbirliğine devam etme kararlılığını dile getirdi.

• Yenilenebilir Enerji: Toplam kurulu güç içerisindeki yenilenebilir enerji payını %60'ın üzerine çıkardık.
• Enerji Verimliliği: Enerji verimliliğini güçlendiriyoruz.
• Düşük Karbonlu Teknolojiler: Sanayide düşük karbonlu teknolojileri yaygınlaştırıyoruz.

Türkiye'nin COP31'e ev sahipliği adaylığı, ülkenin iklim değişikliğiyle mücadelede bölgesel ve küresel düzeyde daha aktif bir rol üstlenme isteğini gösteriyor. Bu adaylık, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlılığını ve uluslararası işbirliğine verdiği önemi bir kez daha teyit ediyor. COP31'in Türkiye'de düzenlenmesi, iklim değişikliği konusunda farkındalığın artmasına ve daha etkili politikaların geliştirilmesine katkı sağlayabilir.