Türkiye'nin önde gelen deprem uzmanlarından Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, kentsel dönüşüm projeleri hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ercan, mevcut uygulamaların çoğunun gerçekte "yapısal dönüşüm" olduğunu ve bu durumun şehirleri daha da yaşanmaz hale getirdiğini vurguladı. Peki, kentsel dönüşüm adı altında yapılanlar gerçekten doğru mu? Prof. Ercan'ın uyarıları neler?

Kentsel Dönüşüm mü, Yapısal Dönüşüm mü?

Prof. Dr. Ercan, kentsel dönüşümün özünde çarpık yapılaşmış alanların çağdaş şehircilik ilkeleriyle yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak mevcut uygulamaların daha çok binaların yenilenmesine odaklandığını ve sosyal, kültürel, ekonomik boyutların göz ardı edildiğini ifade ediyor. Bu durumun, şehirlerin kimliğini kaybetmesine ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olduğunu savunuyor.

Prof. Ercan'dan Kritik Uyarılar

Prof. Dr. Ercan'ın kentsel dönüşümle ilgili dikkat çektiği önemli noktalar şunlar:

• Yapısal Dönüşüm Tehlikesi: Kentsel dönüşüm adı altında sadece binaların yenilenmesi, şehirlerin sosyal ve kültürel dokusunu bozabilir.
• Yaşanabilirlik Sorunu: Yanlış uygulamalar, şehirleri daha da yaşanmaz hale getirebilir.
• Bütüncül Yaklaşım Şart: Kentsel dönüşüm, sadece binaları değil, tüm yaşam alanlarını kapsamalıdır.

Ercan, "Kentsel dönüşüm, sadece binaları yıkıp yenisini yapmak değil, aynı zamanda insanların yaşam kalitesini artırmak, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak demektir. Aksi takdirde, yapılan sadece bir yapısal dönüşüm olur ve bu da kentsel dönüşümün düşmanıdır," dedi.

Gelecekte Ne Olacak?

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'ın uyarıları, kentsel dönüşüm projelerinin geleceği hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Şehirlerin daha yaşanabilir hale gelmesi için kentsel dönüşümün nasıl yapılması gerektiği konusunda daha fazla tartışma ve çalışma yapılması gerekiyor. Aksi takdirde, yapılan yanlış uygulamalar şehirleri daha da yaşanmaz hale getirebilir ve deprem gibi doğal afetlerde büyük kayıplara yol açabilir. Kentsel dönüşümün, sadece binaları değil, insanları ve yaşam alanlarını da kapsayan bütüncül bir yaklaşımla ele alınması büyük önem taşıyor.