İstanbul'da Ekrem İmamoğlu, Resul Emre Şahan ve Mehmet Murat Çalık'ın yer aldığı afişlerin toplatılması talimatı büyük yankı uyandırdı. CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bu kararı "kanunsuz emir" olarak nitelendirerek emniyet güçlerinin bu talimatı uygulamaması gerektiğini savundu. Peki, bu ani kararın arkasında yatan sebepler neler? İşte detaylar!

Afiş Toplatma Talimatına Sert Tepki

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İstanbul'daki afiş toplatma talimatına sert tepki gösterdi. Tanrıkulu, yaptığı açıklamada, "Bu talimat açıkça kanunsuz bir emirdir ve emniyet güçleri tarafından uygulanmamalıdır. Hukukun üstünlüğü ilkesi gereği, bu tür keyfi ve siyasi amaçlı kararlara karşı durulmalıdır" ifadelerini kullandı. Tanrıkulu, söz konusu afişlerin içeriğinin herhangi bir suç unsuru taşımadığını ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Tanrıkulu'nun açıklamaları şu şekilde devam etti:

"Afişlerde yer alan isimler, İstanbul'un seçilmiş temsilcileridir ve bu kişilerin çalışmalarını duyurmak, tamamen yasal bir haktır. Bu hakkın engellenmesi, demokrasimize vurulan bir darbedir."

Kararın Hukuki Dayanağı Tartışmalı

Afişlerin toplatılması kararının hukuki dayanağı ise tartışma konusu. Hukukçular, bu tür bir kararın alınabilmesi için somut bir suç unsuru veya kamu düzenini bozucu bir durumun tespit edilmesi gerektiğini belirtiyor. Mevcut durumda, afişlerin içeriğinde herhangi bir suç unsuru bulunmadığı ve kamu düzenini tehdit edici bir durumun söz konusu olmadığı ifade ediliyor. Bu nedenle, kararın keyfi ve siyasi amaçlı olduğu yönünde eleştiriler yükseliyor.

Türkiye'de ifade özgürlüğü, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmıştır. Bu güvence, kişilerin düşüncelerini serbestçe ifade etme, yayma ve paylaşma hakkını içerir. Ancak, bu hak sınırsız değildir ve başkalarının haklarını ihlal etmeme, kamu düzenini koruma gibi meşru amaçlarla sınırlanabilir. Ancak, bu sınırlamaların da ölçülü ve orantılı olması gerekmektedir.

Olayın Muhtemel Sonuçları

İmamoğlu afişlerinin toplatılması talimatı, kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı. Birçok kişi, bu kararın ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu ve demokrasinin temel ilkelerine aykırı olduğunu düşünüyor. Olayın siyasi arenada da yankı bulması bekleniyor. CHP ve diğer muhalefet partilerinin, bu karara karşı sert tepkiler göstermesi ve konuyu TBMM gündemine taşıması bekleniyor. Bu durum, Türkiye'deki siyasi gerilimi daha da artırabilir ve kutuplaşmayı derinleştirebilir.

Afişlerin toplatılması kararının, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile hükümet arasındaki ilişkileri daha da gerginleştireceği öngörülüyor. İBB'nin, bu karara karşı hukuki yollara başvurması ve afişlerin yeniden asılması için girişimlerde bulunması bekleniyor. Bu süreç, hem siyasi hem de hukuki açıdan önemli gelişmelere sahne olabilir.

Sonuç olarak, İmamoğlu afişlerinin toplatılması talimatı, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve demokrasi tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Kararın hukuki dayanağı ve siyasi sonuçları önümüzdeki günlerde daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Bu olay, Türkiye'deki siyasi iklimin ne kadar gergin ve kutuplaşmış olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.