Türkiye'de eğitim sistemi tartışmaları sürerken, imam hatip okullarında uygulanan yeni bir yöntem dikkat çekiyor. Öğretmen atamalarından sonra şimdi de öğrenci kayıtlarında mülakat uygulamasına geçilmesi, kamuoyunda farklı tepkilere yol açtı. Sultanbeyli'deki bir imam hatip okulunda 5. sınıfa kayıt yaptırmak isteyen öğrenciler, sözlü sınava tabi tutuluyor. Peki, bu uygulama ne anlama geliyor ve eğitimde fırsat eşitliği ilkesiyle ne kadar bağdaşıyor?

Mülakatla Öğrenci Seçimi: Detaylar Neler?

Sultanbeyli'deki imam hatip okulunda uygulanan mülakat sisteminde öğrencilere 100 dakika süre veriliyor. Bu süre zarfında Türkçe, matematik, fen bilimleri, İngilizce, sosyal bilimler ve din bilgisi gibi farklı alanlardan sorular yöneltiliyor. Amaç, öğrencilerin genel bilgi seviyelerini ve yeteneklerini ölçmek. Ancak bu durum, bazı veliler tarafından eleştiriliyor. Mülakatın subjektif değerlendirmelere açık olduğu ve öğrencilerin kaygı düzeyini artırabileceği endişesi dile getiriliyor.

Mülakat uygulamasının detayları şu şekilde:

• Türkçe: 15 soru
• Matematik: 15 soru
• Fen Bilimleri: 15 soru
• İngilizce: 10 soru
• Sosyal Bilimler: 10 soru
• Din Bilgisi: 5 soru

Hukuk Fakültelerinde de Benzer Sorunlar!

Eğitim alanındaki sorunlar sadece imam hatip okullarıyla sınırlı değil. Hukuk fakültelerinde de benzer garip durumlar yaşanıyor. Bazı hukuk fakültelerinin dekanlarının hukukçu olmadığı ortaya çıktı. Gerekçe olarak "yeni kurulduk, hukukçu ataması yapamadık" savunması yapılıyor. Ancak bu durum, yıllardır faaliyette olan fakülteler için geçerli değil. Bu durum, eğitim kalitesi ve yönetimsel sorunları beraberinde getiriyor. Hukuk fakültelerinin dekanlarının alanında uzman olmaması, öğrencilerin eğitimini olumsuz etkileyebilir.

Bu durumun yarattığı sorunlar:

• Eğitim kalitesinde düşüş
• Öğrenci motivasyonunda azalma
• Alanında uzman olmayan yöneticiler

Eğitimde yaşanan bu tür uygulamalar, öğrencilerin geleceğini doğrudan etkiliyor. Mülakatla öğrenci seçimi ve alan dışı dekan atamaları gibi uygulamalar, eğitimde fırsat eşitsizliğine yol açabilir. Bu nedenle, eğitim politikalarının daha dikkatli ve adil bir şekilde belirlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde, ülkenin geleceği olan gençlerin potansiyelini tam olarak ortaya çıkarması zorlaşacaktır.