Hatay'ın Antakya ilçesi Mansurlu Mahallesi sakinleri, taş ocağında yapılan dinamitli patlamalarla adeta deprem kâbusunu yeniden yaşıyor. Özellikle 6 Şubat depremlerinde büyük yıkım yaşayan afetzedeler, patlamaların evlerinde hasara yol açtığını ve her sarsıntıyla birlikte büyük bir korku yaşadıklarını dile getiriyor. Kameralara yansıyan görüntüler, bölgedeki halkın yaşadığı endişeyi gözler önüne seriyor ve yetkililerden acil çözüm bekliyorlar.

Taş Ocağı Patlamaları Evleri Yıkıyor, Umutları Söndürüyor

Mansurlu Mahallesi'nde yaşayan depremzedeler, taş ocağındaki patlamaların evlerinde çatlaklara ve hasarlara neden olduğunu belirtiyor. Zaten depremde büyük kayıplar veren ve evleri hasar gören vatandaşlar, bu patlamalarla birlikte bir kez daha mağdur duruma düşmüş durumda. Vatandaşlar, yetkililerden taş ocağına bir çözüm bulmasını ve yaşadıkları bu korku dolu günlerin sona ermesini istiyorlar.

Bölge sakinlerinin yaşadığı sorunlar şu şekilde sıralanabilir:

• Evlerde meydana gelen çatlaklar ve hasarlar
• Deprem travmasının yeniden tetiklenmesi
• Sürekli bir korku ve endişe hali
• Uyku düzeninin bozulması
• Günlük yaşam aktivitelerinin aksaması

Çözüm Nerede? Hatay Halkı Yetkililerden Yardım Bekliyor

Hataylı vatandaşlar, taş ocağı patlamalarının yarattığı sorunlara karşı yetkililerden acil çözüm bekliyor. Bölge halkı, taş ocağının faaliyetlerinin durdurulmasını veya daha güvenli bir alana taşınmasını talep ediyor. Ayrıca, evlerinde meydana gelen hasarların tespit edilerek onarılması ve psikolojik destek sağlanması da önemli talepler arasında yer alıyor. Hatay'ın yeniden inşası sürecinde, vatandaşların yaşadığı bu tür sorunlara duyarlı yaklaşılması ve çözüm üretilmesi, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyor.

Türkiye'de Taş Ocakları ve Çevre Sorunları

Türkiye, zengin doğal kaynaklara sahip bir ülke olmasına rağmen, taş ocaklarının işletilmesi sırasında çevreye ve insan sağlığına verilen zararlar sıkça tartışma konusu olmaktadır. Taş ocakları, özellikle yerleşim yerlerine yakın bölgelerde faaliyet gösterdiğinde, gürültü, toz, hava kirliliği ve patlamalar gibi sorunlara neden olabilmektedir. Bu durum, bölge halkının yaşam kalitesini olumsuz etkileyerek, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Çevre mevzuatına uygun işletilmeyen taş ocakları, doğal yaşam alanlarının tahrip olmasına, su kaynaklarının kirlenmesine ve erozyon riskinin artmasına da neden olabilmektedir.

Taş ocağı işletmelerinin çevreye ve insan sağlığına verdiği zararları en aza indirmek için alınması gereken önlemler şunlardır:

• Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin titizlikle uygulanması
• Taş ocağı işletmelerinin yerleşim yerlerinden uzak bölgelerde kurulması
• Gürültü, toz ve hava kirliliğini önleyici tedbirlerin alınması
• Patlamaların kontrollü bir şekilde yapılması
• Rehabilitasyon çalışmalarının düzenli olarak yapılması
• Denetimlerin sıklaştırılması ve yaptırımların uygulanması

Hatay'da yaşanan bu olay, taş ocağı işletmelerinin çevreye ve insan sağlığına etkileri konusunda bir kez daha dikkat çekmektedir. Yetkililerin, bu tür sorunların önüne geçmek için gerekli önlemleri alması ve vatandaşların mağduriyetini gidermesi büyük önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, sürdürülebilir bir kalkınma için çevre ve insan sağlığına duyarlı bir yaklaşım benimsenmesi gerekmektedir.