6 Şubat depremi, sadece binaları değil, hayatları ve umutları da derinden sarstı. Antakya'da yaşayan 16 yaşındaki Furkan Dağlı, bu felaketi birebir yaşadıktan sonra duygularını ve tanıklığını "Depremin İzinde" adlı kitapta topladı. Bu eser, sadece bir iç hesaplaşma değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık için bir çağrı niteliği taşıyor. Genç bir yüreğin enkaz altından hayata, umuda ve bilinçlenmeye uzanan zorlu yolculuğunu gözler önüne seriyor.

Deprem Anı ve Sonrası: Furkan'ın Gözünden

Furkan Dağlı'nın kitabı, deprem anının dehşetini ve sonrasındaki kaosu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Kitapta, ailenin enkazdan saniyelerle kurtulması, yaşanan korku ve çaresizlik, kayıpların acısı ve yeniden inşa etme umudu gibi temalar işleniyor. Furkan, o günleri şöyle anlatıyor: "O an, hayatımın en uzun saniyeleriydi. Her şeyin bittiğini sandım. Ama sonra bir umut ışığı belirdi."

Kitapta dikkat çeken bazı noktalar:

• Deprem anında yaşanan panik ve korku
• Enkaz altında geçen umut dolu bekleyiş
• Kaybın acısı ve yas süreci
• Dayanışmanın önemi
• Geleceğe dair umut ve beklentiler

Toplumsal Farkındalık Çağrısı

"Depremin İzinde", sadece bir deprem günlüğü değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık için önemli bir adım. Furkan Dağlı, kitabıyla deprem gerçeğini unutturmamayı ve gelecekte benzer felaketlerin yaşanmaması için önlem alınması gerektiğini vurguluyor. Kitabında, "Bu acıları bir daha yaşamamak için ders çıkarmalıyız. Bilinçli olmalı, önlemlerimizi almalıyız." ifadelerine yer veriyor.

Furkan'ın bu anlamlı eseri, hepimize deprem gerçeğini hatırlatıyor ve geleceğe daha bilinçli adımlar atmamız için bir fırsat sunuyor. Genç yazarın cesareti ve umudu, hepimize ilham kaynağı oluyor.