Afyonkarahisar'da yaşanan ilginç bir olayda, bir kişinin hoşlandığı kadına çiçek göndermesi ve etrafında dolaşması sonucu açılan "cinsel taciz" davası Yargıtay'ın kararıyla farklı bir boyut kazandı. Yargıtay, yerel mahkemenin verdiği cezayı bozarak, eylemin "kişilerin huzur ve sükununu bozma" suçunu oluşturduğuna hükmetti. Bu karar, benzer durumlar yaşayan birçok kişi için emsal teşkil edebilir.

Olayın Detayları

Afyonkarahisar'da yaşayan bir kişi, hoşlandığı kadının evine "hep aklımdasın" notuyla çiçek gönderdi. Ayrıca, farklı tarihlerde kadının oturduğu sitenin etrafında aracıyla tur attığı belirlendi. Bu durum üzerine kadın şikayetçi oldu ve kişi hakkında "cinsel taciz" suçundan dava açıldı. Afyonkarahisar 1. Asliye Ceza Mahkemesi, güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyerek sanığın eylemlerini doğruladı ve sanığa 1 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme, sanığın cinsel amaçla hareket ederek kadını fiziki olarak takip ettiğini ve çiçek göndererek bu amacını ortaya koyduğunu belirtti.

Sanığın Savunması ve İlk Karar

Sanık, mahkemede müteahhitlik yaptığını ve sitenin yakınlarında inşaat yapmak için uygun arazi aradığını savundu. Kadını rahatsız etme gibi bir niyetinin olmadığını belirterek beraatini istedi. Ancak mahkeme, sanığın savunmasını yeterli bulmayarak "zincirleme şekilde cinsel taciz" suçundan 1 yıl hapis cezası verdi. Bu karar, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve tartışmalara neden oldu.

Yargıtay'ın Bozma Kararı

Sanığın avukatının itirazı üzerine dosya Yargıtay'a taşındı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, sanığın eylemlerinin "kişilerin huzur ve sükununu bozma" suçunu oluşturduğuna işaret ederek yerel mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay, çiçek gönderme ve etrafta dolaşma eylemlerinin doğrudan cinsel taciz olarak değerlendirilemeyeceğine hükmetti. Bu karar, hukuk çevrelerinde farklı yorumlara yol açtı.

Yeniden Yargılama ve Sonuç

Yargıtay'ın bozma kararı sonrası Afyonkarahisar 1. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığı "kişilerin huzur ve sükununu bozma" suçundan 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Sanık avukatı, müvekkilinin suçsuz olduğunu ve şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiğini belirterek bu karara da itiraz etti. Ancak Yargıtay 12. Ceza Dairesi, sanık hakkında verilen mahkumiyet kararını onadı. Kararda, eylemin sanık tarafından işlendiğinin saptandığı ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği belirtildi.

Bu dava, cinsel taciz suçunun sınırlarını ve yorumlanmasını bir kez daha gündeme getirdi. Yargıtay'ın kararı, benzer olaylarda emsal teşkil ederek hukuk sisteminde önemli bir yer edinebilir. Bu olay, aynı zamanda iletişim ve niyet kavramlarının hukuk nezdindeki önemini de vurguluyor.