İstanbul'da özel bir hastanede yaşanan stent skandalı, sağlık sektöründe büyük yankı uyandırmıştı. Anjiyo işlemi sırasında hasta ile stent fiyatı pazarlığı yapan kardiyoloji koordinatörü Hande Yolaç hakkında karar açıklandı. Yolaç, 'kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık' suçundan yargılandı.
Stent Pazarlığı Davasında Karar
İstanbul Özel Aile Hastanesi'nde 13 Ocak 2025 tarihinde yaşanan olayda, Hayrettin Erden isimli hastaya anjiyo işlemi uygulanırken, kardiyoloji koordinatörü Hande Yolaç'ın stent fiyatı konusunda pazarlık yaptığı iddia edilmişti. Bu durum, hasta ve yakınları tarafından büyük tepkiyle karşılanmış ve konu yargıya taşınmıştı. Yolaç hakkında hazırlanan iddianamede, 'kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık' suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
Mahkeme süreci boyunca savunmasını yapan Hande Yolaç, suçlamaları reddetmiş ve herhangi bir dolandırıcılık kastının olmadığını ileri sürmüştü. Ancak mahkeme, delilleri ve tanık ifadelerini dikkate alarak Yolaç'ı suçlu buldu.
Mahkemenin Verdiği Ceza
Mahkeme heyeti, Hande Yolaç'ın 'kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık' suçunu işlediğine karar verdi. Ancak, Yolaç'ın yargılama sürecindeki davranışlarını ve pişmanlığını göz önünde bulundurarak cezasında indirim uyguladı. Sonuç olarak, Yolaç 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme ayrıca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Bu karar, Yolaç'ın belirli bir süre içerisinde herhangi bir suç işlememesi halinde cezasının düşeceği anlamına geliyor.
Bu kararın ardından, hasta Hayrettin Erden ve avukatları bir açıklama yaparak, adaletin yerini bulduğunu ve karardan memnun olduklarını ifade ettiler. Sağlık sektöründe bu tür olayların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguladılar.
Sağlık Sektöründe Etik Değerler
Bu olay, sağlık sektöründe etik değerlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Hastaların zor durumlarından faydalanarak haksız kazanç elde etmeye çalışan kişilerin varlığı, sektörün itibarını zedelemektedir. Bu nedenle, sağlık çalışanlarının etik kurallara uyması ve hastaların haklarını koruması büyük önem taşımaktadır. Sağlık Bakanlığı ve ilgili kurumların, bu tür olayların önüne geçmek için daha sıkı denetimler yapması ve gerekli önlemleri alması gerekmektedir.
Stent pazarlığı skandalı, sağlık sektöründe şeffaflığın ve hesap verebilirliğin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Bu tür olayların tekrarlanmaması için, hastaların bilinçlendirilmesi, sağlık çalışanlarının eğitimi ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, sağlık sektörüne olan güven sarsılmaya devam edecektir.
Bu olay, sağlık sektöründe etik değerlerin korunması ve hastaların haklarının gözetilmesi konusunda önemli bir ders niteliği taşımaktadır. Umuyoruz ki, bu tür olaylar bir daha yaşanmaz ve sağlık hizmetleri, etik değerlere uygun bir şekilde sunulmaya devam eder.