İstanbul'da baraj doluluk oranları kritik seviyeye geriledi. İSKİ'nin 23 Kasım 2025 tarihli verilerine göre, İstanbul'daki barajların toplam doluluk oranı %19,08 olarak ölçüldü. Bu durum, megakent İstanbul'un su kaynakları açısından alarm verici bir tablo ortaya koyuyor. Peki, bu düşüşün nedenleri neler ve İstanbul'u bekleyen tehlikeler neler?

Barajlardaki Düşüşün Sebepleri Neler?

Barajlardaki doluluk oranlarının düşmesinde birçok faktör etkili oluyor. Bunların başında, son dönemde yaşanan kuraklık ve yetersiz yağışlar geliyor. Küresel iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte, İstanbul ve çevresinde yağış miktarı önemli ölçüde azaldı. Ayrıca, artan nüfus ve plansız kentleşme de su kaynakları üzerindeki baskıyı artırıyor. Tarım alanlarında bilinçsiz sulama ve sanayi tesislerinin su tüketimi de barajlardaki su seviyesinin düşmesine katkıda bulunuyor.

İstanbul'u Bekleyen Tehlikeler

Barajlardaki doluluk oranlarının düşmesi, İstanbul'u ciddi su sıkıntısıyla karşı karşıya bırakabilir. Eğer önlem alınmazsa, önümüzdeki aylarda su kesintileri yaşanabilir ve günlük yaşam olumsuz etkilenebilir. Ayrıca, tarım ve sanayi sektörleri de su sıkıntısından etkilenebilir. Su kıtlığı, ekonomik kayıplara ve sosyal sorunlara yol açabilir.

Çözüm Önerileri

İstanbul'daki su sorununa çözüm bulmak için çeşitli önlemler alınması gerekiyor. İşte bazı çözüm önerileri:

• Su tasarrufu bilincini artırmak ve su kullanım alışkanlıklarını değiştirmek.
• Yağmur suyu hasadı ve gri su geri dönüşümü gibi alternatif su kaynaklarını kullanmak.
• Barajların havzalarını korumak ve su kayıplarını önlemek.
• Su kaynaklarını daha verimli kullanmak için yeni teknolojilere yatırım yapmak.
• Kuraklığa dayanıklı bitki türlerini tercih etmek ve sulama yöntemlerini iyileştirmek.

İstanbul'da baraj doluluk oranlarının düşmesi, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi konusunda acil adımlar atılması gerektiğini gösteriyor. Bireysel ve toplumsal olarak su tasarrufuna özen göstermek, alternatif su kaynaklarını kullanmak ve su kaynaklarını korumak, İstanbul'un geleceği için hayati önem taşıyor. Unutmayalım ki, su hayattır ve onu korumak hepimizin sorumluluğundadır.