İstanbul'da İmamoğlu protestoları sırasında sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklanan 23 yaşındaki öğrenci Eren Üner'in yaşadıkları, sosyal medyada büyük bir infiale yol açtı. Gözaltında polis tarafından darbedildiğini ve tehdit edildiğini iddia eden Üner, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Bu iddialar, kamuoyunda büyük bir şaşkınlık ve öfke yarattı.
Gözaltında İşkence İddiası
Eren Üner'in avukatı aracılığıyla yaptığı suç duyurusunda, gözaltı sürecinde yaşadığı insanlık dışı muameleleri detaylı bir şekilde anlattığı belirtiliyor. Üner'in iddiasına göre, polisler tarafından defalarca darbedildi, hakaretlere maruz kaldı ve ölümle tehdit edildi. Avukatı, müvekkilinin yaşadığı bu travmatik olaylar nedeniyle psikolojik destek aldığını ve sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu ifade etti.
Bu vahim iddialar üzerine, kamuoyunda büyük bir tepki oluştu. Sosyal medya platformlarında binlerce kullanıcı, Eren Üner'e destek mesajları yayınlayarak, sorumluların bir an önce yargı önüne çıkarılmasını talep etti. İnsan hakları örgütleri de olaya müdahil olarak, bağımsız bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.
Soruşturma Başlatıldı mı?
Eren Üner'in suç duyurusunun ardından savcılığın soruşturma başlatıp başlatmadığı henüz netlik kazanmış değil. Ancak, kamuoyunun artan baskısı ve medyanın ilgisi, yetkililerin konuyu ciddiye almasına ve gerekli adımları atmasına yol açabilir. Eğer iddialar doğruysa, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması ve benzer olayların tekrar yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşıyor.
Türkiye'de gözaltı süreçlerinde yaşanan kötü muamele iddiaları, uzun yıllardır tartışma konusu olmaya devam ediyor. Birçok sivil toplum kuruluşu ve insan hakları örgütü, bu tür olayların önlenmesi için etkin mekanizmaların kurulması ve şeffaf soruşturmaların yürütülmesi gerektiğini vurguluyor. Eren Üner'in yaşadıkları, bu konudaki hassasiyeti bir kez daha gözler önüne serdi.
İşkence İddiasının Toplumsal Etkileri
Eren Üner'in yaşadığı bu olay, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve insan hakları konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Birçok kişi, sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklanmasının ve sonrasında işkenceye maruz kalmasının kabul edilemez olduğunu savunuyor. Bu tür olayların, toplumda korku ve baskı atmosferi yaratarak, insanların düşüncelerini özgürce ifade etmelerini engellediği belirtiliyor. Yetkililerin bu tür iddialara karşı hızlı ve etkili bir şekilde harekete geçmesi, hem adaletin sağlanması hem de toplumun güven duygusunun korunması açısından büyük önem taşıyor.