İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ABD ile Umman'ın başkenti Maskat'ta gerçekleştirilen nükleer konulu dolaylı müzakerelerin dördüncü turunun ardından önemli açıklamalarda bulundu. Arakçi, görüşmelerin zorlu geçmesine rağmen verimli olduğunu ve iki tarafın da birbirinin tutumunu daha iyi anladığını belirtti. Bu açıklama, nükleer anlaşmaya geri dönüş için umutları artırdı.
Müzakerelerde Kritik Aşamaya Gelindi
Arakçi, müzakerelerin önceki turlara göre daha ciddi ve net geçtiğini vurgulayarak, genel konulardan uzaklaşılarak daha ayrıntılı konulara girildiğini ifade etti. Bu durumun müzakereleri zorlaştırdığını ancak tarafların birbirini daha iyi anlamasını sağladığını belirtti. "Görüşmeler her ne kadar zor geçse de oldukça verimliydi. Artık iki taraf da birbirinin tutumunu daha iyi anlıyor." şeklinde konuştu.
Arakçi, temel anlaşmazlık konularının daha ayrıntılı şekilde ele alındığını, bu konuların boyutlarının netleştiğini ve karşılıklı anlayışın arttığını da sözlerine ekledi. Tarafların tutumlarının birbirine biraz daha yaklaştığını belirterek, müzakerelerin olumlu bir yönde ilerlediğine işaret etti.
ABD'nin Çelişkili Tutumuna Eleştiri
ABD'nin özellikle medya ve kamuoyunda sergilediği çelişkili tutum ve açıklamalara değinen Arakçi, bu durumun müzakerelere fayda sağlamadığını ve zarar verdiğini söyledi. İran'ın kendi tutumlarında kararlı olduğunu ve gereken hassasiyeti gösterdiğini belirten Arakçi, ABD'den de aynı tutumu beklediklerini ifade etti. Farklı ve çelişkili tutumların sergilenmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Arakçi, "Bugünkü görüşmeler oldukça faydalıydı ve umarız bu tür davranışlarla daha az karşılaşırız. Ancak, görüşmelerde özellikle vurgulanan nokta, çelişkili medya yorumlarının bizim için kabul edilemez olduğu ve müzakerelere zarar verdiğiydi." dedi. Bu tür durumların tekrar etmesi halinde İran'ın da aynı şekilde karşılık vermek zorunda kalacağını belirtti.
Uranyum Zenginleştirme Tavizi Yok
İran'a yönelik yaptırımların kaldırılması ve uranyum zenginleştirme konusuna da değinen Arakçi, bu iki konunun müzakerelerin ana başlıklarından olduğunu vurguladı. İran'ın uranyum zenginleştirme konusunda hiçbir taviz vermeyeceğini belirten Arakçi, bu konunun mutlaka devam etmesi gerektiğini söyledi. Güven inşa etmek amacıyla geçmişte olduğu gibi bir süreliğine bazı sınırlamalar getirilebileceğini ancak zenginleştirme konusunun asla müzakere edilemeyeceğini ifade etti.
Arakçi, müzakereden kastettiklerinin yaptırımların kaldırılması olduğunu ve bu konunun her durumda müzakerelerin temel bir unsuru olduğunu belirtti. Şu anda her iki tarafın da bu konuda hemfikir olduğunu, çelişkili konularda birbirlerine daha yakınlaştıklarını ve birbirlerini daha iyi anladıklarını sözlerine ekledi.
Taraflar arasındaki müzakereler, karşılıklı güven inşa etmeyi ve İran'ın nükleer programı konusunda bir anlaşmaya doğru çerçeve oluşturulmasını hedefliyor. ABD, İran'ın atom bombası yapımında kullanıldığına inandığı yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum üretimini durdurmasını istiyor. İran ise nükleer programının her zaman barışçıl olduğunu savunarak, yaptırımların kaldırılması karşılığında nükleer programını "kısıtlamaya" hazır olduğunu belirtiyor ve ABD'nin geri adım atmayacağına dair garantiler istiyor.
Sonuç olarak, İran ve ABD arasındaki nükleer müzakereler kritik bir aşamaya gelmiş durumda. Tarafların birbirini daha iyi anlaması ve tutumlarını yakınlaştırması, anlaşmaya varılması için umut veriyor. Ancak, ABD'nin çelişkili tutumu ve uranyum zenginleştirme konusundaki anlaşmazlıklar, sürecin önünde hala önemli engeller oluşturuyor. Müzakerelerin önümüzdeki haftalarda nasıl bir seyir izleyeceği merakla bekleniyor.
