Türkiye'nin İklim Kanunu'nu yürürlüğe koymaması halinde karşılaşacağı maliyetler giderek daha da netleşiyor. Eğer kanun teklifi TBMM'den geçmezse, Türkiye'nin her yıl Avrupa Birliği'ne (AB) ödeyeceği vergi miktarı dudak uçuklatıyor. Sadece bu da değil, iklim değişikliğiyle mücadele planlarının aksaması tarım sektöründe de büyük kayıplara yol açacak. Peki, İklim Kanunu neden bu kadar önemli ve gecikmesi halinde Türkiye'yi neler bekliyor?

İklim Kanunu'nun Önemi ve Gecikmesinin Bedeli

Türkiye, OECD Anlaşması gereği 2026 yılından önce İklim Kanunu'nu yürürlüğe koymak zorunda. Ancak kanun teklifinin gecikmesi durumunda, Türkiye her yıl AB ülkelerine 35 milyar dolar gibi ciddi bir vergi ödemek durumunda kalacak. Bu durum sadece ekonomik bir yük getirmekle kalmayacak, aynı zamanda Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerini de sekteye uğratacak. Tarım sektöründeki kayıpların ise yıllara yayılarak 30 milyar doları bulabileceği öngörülüyor.

• AB'ye yıllık 35 milyar dolar vergi ödeme zorunluluğu
• Tarım sektöründe 30 milyar dolara varan kayıplar
• İklim değişikliğiyle mücadele planlarının aksaması

Yatırım ve İstihdam Kaybı Tehlikesi

İklim Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle birlikte 2053'e kadar 300 milyar dolar doğrudan ve 50 milyar dolar dolaylı yatırım çekileceği öngörülüyor. Bu yatırımlar sayesinde 2053 yılına kadar 2 milyon ilave istihdam yaratılması hedefleniyor. Kanunun gecikmesi, bu potansiyel yatırım ve istihdam fırsatlarının kaçırılması anlamına geliyor. Ayrıca, 3,8 milyon evin ısıtma ihtiyacının atık ısıdan karşılanabilmesi ve bölgesel ısıtma kaynaklı 735 milyon dolarlık tasarruf potansiyeli de tehlikeye girecek.

İklim Kanunu'nun Ertelenmesi ve Sonuçları

Muhalefetin toplumda yarattığı algı çalışmaları nedeniyle görüşmeleri askıya alınan İklim Kanunu teklifinin, yasama yılı bitmeden Meclis gündemine alınması bekleniyor. Ancak kanunun daha da gecikmesi halinde, Türkiye'nin ekonomik ve çevresel açıdan karşılaşacağı olumsuz sonuçlar kaçınılmaz olacak. Bu nedenle, İklim Kanunu'nun bir an önce yasalaşması, Türkiye'nin geleceği için kritik bir öneme sahip.