30 Nisan 2025 Çarşamba

Gazze'de İsrail'den Şok İddia: Ölüm Bölgesi Mi Oluşturuldu?

The Guardian'da yayınlanan bir haber, İsrail ordusunun Gazze sınırında geniş bir alanı yok ederek bir "ölüm bölgesi" oluşturduğu yönündeki iddiaları gündeme getirdi. İsrailli askerlerin tanıklıklarına dayanan haber, Gazze sınırının yaklaşık 1 kilometre içindeki evlerin, fabrikaların ve tarım arazilerinin yerle bir edildiğini ortaya koyuyor. Bu durum, bölgedeki insani krizi daha da derinleştirirken, uluslararası kamuoyunda da yankı uyandırdı.

Gazze'de Yaratılan 'Ölüm Bölgesi' İddiası

İddiaların kaynağı, 2004 yılında kurulan ve İsrail'in Filistin topraklarındaki askeri uygulamalarını belgelemeyi amaçlayan "Breaking the Silence" adlı grubun hazırladığı "The Perimeter" (Çevre) başlıklı rapor. Rapora göre, bu alanın İsrail ordusuna net bir görüş açısı sağlamak ve militanları etkisiz hale getirmek amacıyla oluşturulduğu belirtiliyor. Raporda yer alan ifadeler oldukça çarpıcı: "Bu alan içerisinde ekin, yapı ya da insan olmamalıydı. Hemen her şey yıkıldı."

Askerlerin ifadelerine göre, sınır hattı içinde kalan evler, kamu binaları, okullar, camiler ve mezarlıklar da dahil olmak üzere neredeyse her şeyin sistematik bir şekilde yok edilmesi emri verildi. Bu uygulamaların sonucunda bölgenin "muazzam boyutta bir ölüm bölgesi"ne dönüştüğü ifade ediliyor. "İnsanların yaşadığı, tarım yaptığı, sanayi kurduğu yerler birer çorak araziye dönüştü," deniliyor raporda.

İsrail'in daha önce Gazze içinde 300 metrelik bir tampon bölge oluşturduğu biliniyor. Ancak, son savaşta bu mesafenin 800 ila 1.500 metreye çıkarıldığı belirtiliyor. Uydu görüntüleri, bu bölgede yüzlerce yapının yıkıldığını doğruluyor. İnsan hakları kuruluşları ise bu durumu "toplu cezalandırma" olarak nitelendiriyor ve savaş suçu olarak soruşturulması gerektiğini savunuyor.

Askerlerin İtirafları ve Vicdani Sorumluluk

The Guardian'ın görüştüğü bir muharip mühendislik birliği çavuşu, bölge "Gazze'lilerden neredeyse tamamen arındıktan" sonra geriye kalan evlerin sistematik bir şekilde havaya uçurulduğunu anlatıyor. Çavuş, yaşadığı vicdani rahatsızlığı şu sözlerle ifade ediyor: "Her sabah kalkıp belirlenen beş, altı, yedi noktaya gidiyorduk. Ne yaptığımızı ya da neden yaptığımızı pek bilmiyorduk. Şu an baktığımda, yaptığımızın meşru olduğunu söyleyemem."

Bazı askerler, bu yıkımın 7 Ekim'de Hamas tarafından düzenlenen saldırıya bir misilleme olarak görüldüğünü belirtiyor. Ancak, bu durum sivilleri hedef almayı ve orantısız güç kullanmayı haklı çıkarır mı sorusu akıllara geliyor. İsrail bu savaşın Hamas'a karşı yürütüldüğünü savunsa da, Başbakan Binyamin Netanyahu, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde sivillerin aç bırakılması ve "soykırım" da dahil olmak üzere savaş suçu ve insanlığa karşı suçlarla itham ediliyor.

  • Breaking the Silence'a konuşan bir asker, birliklerine sınır bölgesine giren herkesin vurulması emri verildiğini belirtiyor.
  • Asker, "Birlikteki zihniyet şuydu: Sivil yok. O bölgeye giren herkes teröristtir," ifadelerini kullanıyor.
  • Zırhlı birliklerde görev yapan bir çavuş, 2024 yılında bölgeye giren her yetişkin erkek için "vur emri" verildiğini, kadın ve çocuklar içinse "uzaklaştırıcı ateş açılması" talimatı geldiğini, bunun da tank ateşi anlamına geldiğini söylüyor.

Kasım 2023'te bölgede görev yapan bir başka subay ise sınır hattını doğrudan bir "ölüm hattı" olarak tanımlıyor: "Belirlediğimiz çizgiyi geçen herkes tehdit olarak kabul edilir ve öldürülür." Bir başka subay ise, "Hiçbir zaman net bir angajman kuralı yoktu. Çok yoğun bir ateş gücü kullanımı vardı, özellikle tanklarla. Ateş açmak için bahane bile aranmıyordu," diyor. Aynı asker, savaşın öfke ve intikam duygusuyla yürütüldüğünü ve sivillerle savaşçıların ayırt edilmediğini vurguluyor.

İddialara Yanıt Yok, Bölge Tamamen Kapatıldı

İsrail ordusu, bu tanıklıklarla ilgili The Guardian'ın yorum talebine henüz yanıt vermedi. Rapor, söz konusu yeni sınır bölgesinin Gazze'nin %15'inden fazlasını kapsadığını ve bölgenin Gazze'deki tarım arazilerinin %35'ini oluşturduğunu belirtiyor. Bu alanın Filistinlilere tamamen kapatıldığı bildiriliyor.

Kuzey Gazze'de görevli bir astsubay, ateş açmalarına rağmen Filistinlilerin bu bölgeye tekrar tekrar gelmeye çalıştığını, çünkü burada yenilebilir bitkiler yetiştiğini anlatıyor. "Orada hubeza (ebegümeci) vardı. Açlar ve torbalarla gelip hubeza topluyorlar," diyor. Aynı asker The Guardian'a verdiği röportajda, "7 Ekim'de bize saldırdılar, biz de karşılık verdik ama sadece onları değil, eşlerini, çocuklarını, kedilerini, köpeklerini de öldürdük. Evlerini yıktık, mezarlarına işedik," ifadelerini kullanarak yaşanan vahşeti gözler önüne seriyor.

Gazze'de oluşturulan "ölüm bölgesi" iddiaları, bölgedeki insani krizi daha da derinleştirirken, uluslararası hukukun ihlali ve savaş suçları tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Bu iddiaların bağımsız bir şekilde soruşturulması ve sorumluların adalet önüne çıkarılması, bölgede kalıcı bir barışın sağlanması için hayati önem taşıyor. Uluslararası toplumun bu konuda daha aktif bir rol üstlenmesi ve Gazze halkının yaşadığı acıları dindirmek için somut adımlar atması gerekiyor.

İlgili Haberler