Çocuk Koruma Alarmı: Afetlerde Güvenlik Sandığımız Kadar Güvende Mi?
Gündem

Çocuk Koruma Alarmı: Afetlerde Güvenlik Sandığımız Kadar Güvende Mi?


24 November 20255 dk okuma9 görüntülenmeSon güncelleme: 25 November 2025

6 Şubat depremlerinin ardından sahada görev alan binlerce gönüllü ve profesyonel, çocukların güvenliğini koruma hedefiyle hareket etti. Ancak, insani yardımda sıklıkla gözden kaçan bir gerçek var: İyi niyet tek başına yeterli değil. Doğru yönetilmediğinde risk üretebilir. Bu nedenle, afet sonrası müdahale süreçlerinde safeguarding, yani çocuk koruma politikaları, her çalışmanın merkezinde yer almalıdır. Peki, bu neden bu kadar önemli?

Güvenlik ve Yakınlık Arasındaki İnce Çizgi

Deprem çocukları, evlerini, okullarını, rutinlerini ve sevdiklerini kaybettiler. Bu kayıplar, yoğun bir "güvende olma" ihtiyacı doğurdu. Ancak, afet koşulları çocukların güvenlik algısını daha kırılgan hale getirir. Bu süreçte aşırı temas, yalnız görüşmeler, sürekli hediye verme gibi yaklaşımlar sınırları bulanıklaştırabilir. Travma yaşayan çocuklar, bazı uygunsuz davranışları "şefkat" olarak yorumlayabilir. Bu durum çocuğu savunmasız bırakır ve istismara açık hale getirir. Bu nedenle, afet alanında çocukla kurulan her iletişim, mesleki standartlara ve etik ilkelere dayanmalıdır.

  • Aşırı temas
  • Yalnız görüşmeler
  • Sürekli hediye verme
  • Duygusal bağı güçlendiren davranışlar

İyi Niyetli Hataların Bedeli

Deprem sonrası sahada görev alan birçok gönüllü, çocuklarla çalışma konusunda eğitimli değildi. Bu nedenle, gereğinden fazla yakınlık kuruldu, çocukların özel alanına müdahale edildi, bağımlılık yaratan ilişkiler gelişti. Bu davranışların çoğu kötü niyetten kaynaklanmıyor olsa da, kötü niyetin olmaması zarar verilmediği anlamına gelmez. Çocuk koruma alanında ihmal ve ihlal çoğu zaman bilgisizlikten doğar. Unutmayalım ki, çocuk koruma herkesin sorumluluğundadır.

Grooming: Görünmeyen Tehlike

Grooming, bir yetişkinin çocuğu duygusal, psikolojik ve sosyal olarak manipüle ederek istismara hazırlamasıdır. Bu süreç anlık değil, planlı ve aşamalıdır. İstismarcılar genellikle kırılgan, desteğe ihtiyaç duyan veya yalnızlaşmış çocukları hedef alır. Afet bölgeleri bu nedenle riskin yükseldiği ortamlardır. Grooming sürecinde, istismarcı güven inşa eder, sınırları bulanıklaştırır ve çocuğu izole eder. Deprem sonrası raporlanan bazı durumlar grooming'in erken işaretlerini taşıyordu. Bu tür davranışlar tek başına istismar değildir; ancak grooming'in bilinen erken göstergeleridir ve acilen raporlanmalıdır.

Çocuğun güvenliği sadece kurumların değil, temas eden her yetişkinin sorumluluğundadır. Etkin bir safeguarding sistemi, fiziksel temasın sınırını belirler, yalnız görüşmeleri yasaklar, fotoğraf paylaşımını kısıtlar ve şüpheli davranışların raporlanması için güvenli mekanizmalar kurar. Bu kurallar çocuğun yaşam hakkını ve güvenliğini koruyan bariyerlerdir.

Afet bölgesinde yaşananlar bize şunu hatırlattı: Yardımın gücü kadar bir sınırı da olmalı. Ve o sınırın adı: çocukların güvenliği, iyiliği ve geleceği. Çocuklar yakınlık değil, güven arar. Gerçek çocuk koruma, çocuğun etrafına duvar örmek değil; güvenli bir çember oluşturmaktır.