DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, TBMM'de yaptığı konuşmada Türkiye'deki basın özgürlüğü konusundaki endişelerini dile getirdi. Çandar, Türkiye'nin basın özgürlüğü açısından "orta çağ karanlığı" yaşadığını ve 1980'lerdeki darbe döneminde bile bu kadar geniş bir karartma olmadığını söyledi. İYİ Parti'nin RTÜK'ün tarafsızlığı hakkındaki önergesi üzerine söz alan Çandar, çarpıcı örneklerle durumu özetledi.
Geçmişten Günümüze Basın Üzerindeki Baskılar
Çandar, 12 Eylül darbesi döneminde yaşanan sansür uygulamalarını hatırlatarak, Anayasa referandumunda "mavi" kelimesinin "ret oyu" anlamına geldiği için gazetelerde yasaklandığını anlattı. Yaşar Kemal'in "Gökyüzü Mavi Kaldı" romanının ilanının bile bu nedenle gazeteden çıkarıldığını belirtti. 28 Şubat sürecinde yaşadığı sansürü de dile getiren Çandar, askeri eleştirmemesi ve Kürt sorunu hakkında yazmaması şartıyla yazılarının tekrar başlamasına izin verildiğini ifade etti.
Çandar'ın açıklamaları şöyle devam etti:
- 12 Eylül Darbesi: "Mavi kelimesi yasaktı, Yaşar Kemal'in kitabı sansürlendi."
- 28 Şubat Süreci: "Askeri eleştiri ve Kürt sorunu yasağı getirildi."
- Günümüz Türkiye'si: "RTÜK, sansür makinesi gibi çalışıyor."
RTÜK ve Basın Özgürlüğü Endeksi
Çandar, RTÜK'ün uygulamalarını eleştirerek, kurumun sansür ve yasak makinesi gibi çalıştığını savundu. Sınır Tanımayan Gazeteciler'in 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye'nin 180 ülke arasında 158. sırada yer almasının içler acısı bir durum olduğunu vurguladı. Yakın zamanda Çağdaş Gazeteciler Derneği ödül töreninde yaşanan bir olayı da hatırlatan Çandar, ödül alan gazeteci Timur Soykan'ın aynı gün gözaltına alınmasının basın özgürlüğünün ne kadar kısıtlandığının bir göstergesi olduğunu belirtti.
Çandar, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
"Huzurunuzda gazeteci kökenli bir milletvekili olarak konuşuyorum. 40 yıl aralıksız gazetecilik yaptım, bugün de meslekle ilişkim kopmadı... Basın özgürlüğü konusunda Türkiye'de maalesef orta çağ karanlığı yaşanıyor ve ülkenin, en karanlık dönemlerini yaşadığı 80'lerde bile basın özgürlüğü üzerinde bu kadar geniş bir karartma yoktu."
Türkiye'de Basın Özgürlüğü Alarm Veriyor
Cengiz Çandar'ın bu sert açıklamaları, Türkiye'deki basın özgürlüğünün ne denli tehlike altında olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Gazetecilerin üzerindeki baskılar, sansür uygulamaları ve RTÜK'ün rolü, ülkenin demokrasi karnesini olumsuz etkiliyor. Basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede, halkın doğru ve tarafsız bilgiye erişimi engellenmekte, bu da toplumun genel sağlığını tehdit etmektedir. Türkiye'nin bu karanlık tablodan bir an önce sıyrılması ve basın özgürlüğünü güvence altına alacak adımlar atması gerekiyor.