Gezi davası hükümlüsü Can Atalay, Marmara Cezaevi'nden yaptığı açıklamalarla İstanbul depremi öncesinde alınması gereken önlemlere dikkat çekti. Atalay, "İstanbul depremi gibi bir bahiste kendi evimizin çok daha ötesini düşünmek, talep etmek durumundayız" diyerek, parkların korunması, kamusal sağlık hizmetlerinin geri istenmesi ve su kaynaklarının korunması gibi kritik konulara vurgu yaptı.

Deprem Güvenliği İçin Acil Çözümler Şart

Atalay, yaptığı açıklamada, yurttaşların deprem güvenliğinin acil olduğunu belirterek, hızlı çözümler için yasal adımlar atılması ve bütüncül bir planlama ile toplumsal bir seferberlik başlatılması gerektiğini ifade etti. Mevcut kentsel dönüşüm modelinin yetersizliğine dikkat çeken Atalay, daha ucuz ve hızlı çözümler için yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini savundu.

Atalay'ın açıklamalarından satır başları:

• "Mevcut kentsel dönüşüm modelinden daha ucuz, daha hızlı çözümler için yasal adımlar atılmalı."
• "Bütüncül bir planlama verileri doğrultusunda toplumsal bir seferberlik başlatılmalıdır."
• "Böylesi bir seferberlik 'zor' ile değil 'rızayla/iknaya' dayanırsa etkili olabilir."

İstanbul'da Deprem Güvenliği Çalışmaları Neden Yetersiz?

Atalay, 1999 depreminden bu yana geçen sürede İstanbul'da deprem güvenliği çalışmalarının tamamlanabilecekken şu an çok uzağında olunduğunu belirtti. Mevcut kentsel dönüşüm modelinin ihtiyaca yanıt vermekte yetersiz olduğunu ve bina yıkıp yapmanın tek deprem güvenliği yöntemi olarak sürdürülemeyeceğini vurguladı. Atalay, zemini sorunlu ve elverişsiz semtlerden başlayarak, güçlendirme başta olmak üzere daha ucuz ve hızlı çözümler için yasal adımlar atılması gerektiğini söyledi.

Parklar ve Yeşil Alanlar Neden Önemli?

Atalay, pandemi döneminde öğrenilen "hepimiz iyi değilsek hiçbirimiz iyi değiliz" gerçeğini hatırlatarak, İstanbul depremi gibi bir konuda kendi evimizin ötesini düşünmek gerektiğini vurguladı. Deprem anında nerede yakalanacağımızı bilmediğimizi hatırlatan Atalay, deprem güvenliği, yardım malzemelerinin ulaşımı, sağlık hizmetine erişim ve toplanma alanlarının önemine dikkat çekti. Parkların betona karşı savunulması, kamusal sağlık hizmetlerinin geri istenmesi ve su kaynaklarına zarar verecek projelere itiraz edilmesi gerektiğini belirtti. 23 Nisan depreminden sonra parkların ve yeşil alanların kıymetinin bir kez daha anlaşıldığını ifade etti.

Sonuç olarak, Can Atalay'ın açıklamaları, İstanbul depremi gerçeğiyle yüzleşmemiz ve acil önlemler almamız gerektiğinin altını çiziyor. Kentsel dönüşümde daha adil ve hızlı çözümlerin bulunması, parkların ve yeşil alanların korunması, kamusal hizmetlere erişimin sağlanması gibi konular, İstanbul'un depreme karşı direncini artırmak için hayati önem taşıyor.