Ekonomideki dalgalı seyir, vatandaşın cebini yakmaya devam ediyor. TÜRK-İŞ'in son raporu, dar gelirli vatandaşların enflasyon karşısında ne kadar zorlandığını gözler önüne serdi. Açlık sınırının 24 bin TL'yi aşması, maaşların yetersizliğini bir kez daha gündeme getirdi. Peki, bu durum ne kadar sürecek ve vatandaş ne zaman rahat bir nefes alacak?
Açlık Sınırı Asgari Ücreti Aştı!
TÜRK-İŞ'in Nisan 2025 raporuna göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için gereken aylık harcama tutarı, yani açlık sınırı, 24 bin 35 TL'ye yükseldi. Bu rakam, mevcut asgari ücret olan 22 bin 104 TL'nin üzerinde. Bu durum, asgari ücretle geçinen bir ailenin sadece temel beslenme ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığını gösteriyor.
Yoksulluk Sınırı Uçtu Gitti!
Sadece beslenme değil, barınma, giyim, ulaşım, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçları da kapsayan yoksulluk sınırı ise 78 bin 292 TL olarak belirlendi. Bu rakam, dört kişilik bir ailenin insan onuruna yakışır bir yaşam sürebilmesi için gereken minimum geliri ifade ediyor. Yoksulluk sınırının bu denli yüksek olması, Türkiye'deki gelir dağılımındaki adaletsizliği ve geçim sıkıntısını açıkça ortaya koyuyor.
Peki Ne Yapmalı?
Ekonomideki bu dalgalı seyrin sona ermesi ve vatandaşın rahat bir nefes alabilmesi için atılması gereken adımlar neler?
- Enflasyonla mücadelede kararlı adımlar atılmalı.
- Gelir dağılımındaki adaletsizlik giderilmeli.
- Asgari ücret ve diğer maaşlar, enflasyonun üzerinde artırılmalı.
- Sosyal devlet uygulamaları güçlendirilmeli.
Açlık ve yoksulluk sınırının bu denli yükselmesi, milyonlarca ailenin yaşamını olumsuz etkiliyor. Ekonomideki istikrarın sağlanması, enflasyonla mücadele edilmesi ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi, vatandaşın refahı için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, geçim sıkıntısı her geçen gün daha da derinleşecek.