12 Eylül 1980 askeri darbesi, Türkiye'nin yakın tarihinde derin izler bırakmış bir olaydır. Darbenin ardından yaşanan insan hakları ihlalleri, siyasi baskılar ve toplumsal travmalar uzun yıllar boyunca etkisini sürdürmüştür. Darbenin sorumluları hakkında açılan davalar, bu karanlık dönemin aydınlatılması ve adaletin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak, Kenan Evren ve Ali Tahsin Şahinkaya gibi darbenin kilit isimlerinin yargılanması sırasında yaşanan gelişmeler, davaların seyrini değiştirmiştir. Sanıkların ölümleri nedeniyle düşürülen dava, şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşınarak yeni bir boyut kazanmıştır.

12 Eylül Davası'nda Şok Gelişme

12 Eylül davasının AİHM'ye taşınması, Türkiye'deki hukuk çevrelerinde ve kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştır. Davanın düşürülme kararına karşı çıkanlar, adaletin tecelli etmesi ve darbe mağdurlarının haklarının korunması için AİHM'den olumlu bir karar beklemektedir. AİHM'nin bu davadaki tutumu, Türkiye'deki benzer davalar için de emsal teşkil edebilecektir.

Davanın AİHM'ye taşınmasıyla ilgili şu gelişmeler yaşandı:

• Dava, darbe mağdurları ve insan hakları örgütleri tarafından AİHM'ye taşındı.
• AİHM, başvuruyu kabul ederek inceleme başlattı.
• Türkiye Cumhuriyeti, AİHM'ye savunma sunacak.
• AİHM'nin kararının, Türkiye'deki hukuk sistemine etkisi merakla bekleniyor.

AİHM Süreci Nasıl İşleyecek?

AİHM'deki süreç, başvuru, inceleme, savunma ve karar aşamalarından oluşmaktadır. AİHM, öncelikle başvuruyu kabul edilebilir bulursa, davanın esası hakkında inceleme yapacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nden savunma istenerek, tarafların görüşleri alınacaktır. Ardından, AİHM, davanın esası hakkında bir karar verecektir. Bu karar, Türkiye için bağlayıcı olacaktır. AİHM'nin kararı, davaların yeniden açılmasına veya tazminat ödenmesine yol açabilir.

AİHM'nin vereceği karar, sadece 12 Eylül davası için değil, Türkiye'deki insan hakları ihlalleriyle ilgili diğer davalar için de önemli bir emsal teşkil edecektir. Bu nedenle, AİHM sürecinin yakından takip edilmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Davanın Türkiye Açısından Önemi

12 Eylül davasının AİHM'ye taşınması, Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmesi ve adaleti sağlama çabaları açısından kritik bir dönüm noktasıdır. Darbe döneminde yaşanan insan hakları ihlallerinin aydınlatılması, mağdurların haklarının iadesi ve sorumluların cezalandırılması, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine önemli katkılar sağlayacaktır. AİHM'nin vereceği karar, Türkiye'nin hukuk devleti ilkesine bağlılığını ve insan haklarına saygısını göstermesi açısından büyük bir fırsat sunmaktadır.

Türkiye, AİHM sürecinde şeffaf ve adil bir tutum sergileyerek, uluslararası hukuk normlarına uygun hareket etmelidir. Bu, Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarını güçlendirecek ve Avrupa Birliği ile ilişkilerini olumlu yönde etkileyecektir.