Türkiye'nin işgal altında olup olmadığı sorusu, son zamanlarda sıkça tartışılan bir konu haline geldi. Birçok insan, ülkenin topraklarına yabancı askerlerin ayak basmadığı sürece işgalin söz konusu olamayacağını düşünse de, durum aslında daha karmaşık bir tablo çiziyor. Emperyalist güçler, doğrudan askeri müdahale yerine, "biz görünümlü taşeronlar" aracılığıyla ülkenin kaynaklarını ve değerlerini ele geçirme yoluna gidiyor.

Gizli İşgal: Taşeronlar ve Ruhsuzlaşma

Peki, bu "biz görünümlü taşeronlar" kimler? Bunlar, ruhsuz, dostsuz, muhabbetsiz, çocukluksuz, yağmacı, talancı, köle ve köleci zihniyetiyle hareket eden, ülkenin içinden yetişmiş ancak yabancı çıkarlara hizmet eden kişilerdir. Bu taşeronlar, emperyalist güçlerin çıkarlarını korumak ve kollamak için her türlü yolu mübah görürler. Kendi topraklarına, kültürlerine ve değerlerine yabancılaşmış bu kişiler, ülkenin geleceği için büyük bir tehdit oluştururlar.

Bu durumun en acı sonuçlarından biri de, toplumun ruhsuzlaşmasıdır. İnsanlar, birbirlerine karşı yabancılaşmakta, empati yeteneklerini kaybetmekte ve sadece kendi çıkarlarını düşünmektedirler. Bu ruhsuzlaşma, ülkenin sosyal dokusunu zayıflatmakta ve emperyalist güçlerin işini kolaylaştırmaktadır.

Tarihi Dersler ve Günümüzdeki Tehlike

Tarih, emperyalist güçlerin farklı yöntemlerle ülkeleri işgal edebileceğine dair birçok örnek sunmaktadır. 1919 yılındaki işgal koşulları, bugün farklı bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. O dönemde doğrudan askeri işgal söz konusuyken, günümüzde ekonomik, kültürel ve siyasi işgal daha yaygın hale gelmiştir. Emperyalist güçler, medya, eğitim ve kültür yoluyla toplumun değerlerini değiştirerek, insanları kendi çıkarlarına hizmet etmeye yönlendirmektedirler.

Unutmamak gerekir ki, bir ülkenin işgal altında olması için mutlaka askerlerin botlarının topraklarında olması gerekmez. Önemli olan, ülkenin kaynaklarının, değerlerinin ve geleceğinin yabancı güçlerin kontrolünde olup olmadığıdır.

• Ekonomik bağımsızlık
• Kültürel kimlik
• Siyasi irade

Bu üç unsur, bir ülkenin bağımsızlığının temel taşlarıdır. Bu unsurların herhangi birinin zayıflaması veya kaybedilmesi, ülkenin işgal altında olduğu anlamına gelebilir.

Uyanış ve Direniş

Türkiye'nin bu gizli işgalden kurtulabilmesi için öncelikle toplumun bilinçlenmesi ve uyanması gerekmektedir. İnsanlar, emperyalist güçlerin oyunlarını ve taşeronların kimler olduğunu anlamalıdır. Kendi değerlerine, kültürlerine ve tarihlerine sahip çıkmalı, ruhsuzlaşmaya karşı direnmeli ve birbirlerine destek olmalıdırlar. Ancak bu şekilde, Türkiye bağımsızlığını koruyabilir ve geleceğe umutla bakabilir.

Türkiye'nin geleceği, toplumun bilinçli ve kararlı bir şekilde hareket etmesine bağlıdır. Emperyalist güçlerin oyunlarına gelmeden, kendi değerlerimize sahip çıkarak, bağımsız ve güçlü bir Türkiye inşa edebiliriz.