Solun Yıkımı: Türkiye Nereye Gidiyor? Çıkış Yolu Var mı?
Antakya Gündem

Solun Yıkımı: Türkiye Nereye Gidiyor? Çıkış Yolu Var mı?


03 June 20255 dk okuma7 görüntülenmeSon güncelleme: 05 June 2025

Türkiye Cumhuriyeti, monarşiye karşı bir yönetim biçimi olmanın ötesinde, halk egemenliğine, laikliğe, eşit yurttaşlığa ve bağımsız kalkınmaya dayalı büyük bir toplumsal dönüşüm projesi olarak doğdu. Ancak bu proje, özellikle son yirmi yılda büyük bir aşınmaya uğradı. Bugün içinde bulunduğumuz siyasi ve toplumsal yapı, Cumhuriyet’in kamusal ve halkçı ruhundan oldukça uzaklaştı.

Cumhuriyet'in Temel Değerlerindeki Aşınma

Cumhuriyet'in temel değerlerindeki bu aşınma, birçok farklı faktörün etkisiyle gerçekleşti. Küreselleşme, neoliberal politikalar, dini gericilik ve siyasi kutuplaşma gibi etkenler, Cumhuriyet'in dayandığı ilkeleri zayıflattı. Özellikle eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi kamusal hizmetlerin özelleştirilmesi, halkın devlete olan güvenini azalttı ve toplumsal eşitsizlikleri derinleştirdi.

Siyasi kutuplaşma ise, farklı dünya görüşlerine sahip insanların bir araya gelerek ortak bir gelecek vizyonu oluşturmasını engelledi. Siyasi partiler, kendi tabanlarını konsolide etmek için düşmanlaştırıcı bir dil kullandı ve toplumu ayrıştırdı. Bu durum, diyalog ve uzlaşma kültürünü zayıflattı ve toplumsal sorunlara çözüm bulmayı zorlaştırdı.

Solun Yıkımdaki Rolü

Bu yıkımda solun da payı olduğu söylenebilir. Geleneksel sol, değişen dünya koşullarına ayak uydurmakta zorlandı ve yeni nesillerin beklentilerini karşılayamadı. Solun kendi içindeki ideolojik ayrılıklar ve liderlik sorunları, etkili bir muhalefet yapmasını engelledi. Ayrıca, solun bazı kesimleri, geçmişteki hatalarından ders çıkarmak yerine, aynı dogmatik yaklaşımları sürdürmeye devam etti.

Ancak, solun tümüyle sorumlu tutulması da doğru değildir. Sol, Cumhuriyet'in temel değerlerini savunmaya ve toplumsal eşitsizliklere karşı mücadele etmeye devam etti. Özellikle çevre hareketleri, kadın hakları savunucuları ve insan hakları örgütleri, solun önemli birer parçası olarak, toplumsal sorunlara dikkat çekmeye ve çözüm önerileri sunmaya çalıştılar.

Hala Çıkış Mümkün mü?

Peki, bu yıkımdan çıkış mümkün mü? Umutsuzluğa kapılmak yerine, somut adımlar atarak Cumhuriyet'in temel değerlerini yeniden inşa etmek mümkün. Bunun için öncelikle, farklı dünya görüşlerine sahip insanların bir araya gelerek ortak bir gelecek vizyonu oluşturması gerekiyor. Diyalog, uzlaşma ve hoşgörü, bu vizyonun temel taşları olmalı.

Ayrıca, kamusal hizmetlerin güçlendirilmesi, toplumsal eşitsizliklerin azaltılması ve eğitim sisteminin iyileştirilmesi gerekiyor. Bilimsel ve eleştirel düşünceyi teşvik eden bir eğitim sistemi, toplumun geleceği için hayati önem taşıyor. Son olarak, siyasi partilerin daha şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir olması gerekiyor.

Türkiye'nin içinde bulunduğu bu zorlu süreçte, umudu kaybetmeden, akılcı ve yapıcı çözümler üretmek gerekiyor. Cumhuriyet'in temel değerlerine sahip çıkarak, daha adil, özgür ve müreffeh bir Türkiye inşa etmek mümkün.