Hatay'ın İskenderun ilçesine bağlı Sarıseki Mahallesi'nde, kurulması planlanan taş ocağına karşı halk büyük bir direniş başlattı. Mahalle sakinleri, taş ocağının çevreye, tarım alanlarına, su kaynaklarına ve insan sağlığına vereceği olumsuz etkilere dikkat çekmek amacıyla bir araya gelerek seslerini yükseltti. Bu önemli protestoya CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara da katılarak Sarıseki halkına destek verdi.
Sarıseki Halkı Taş Ocağına Neden Karşı Çıkıyor?
Sarıseki halkı, taş ocağının bölgedeki doğal yaşamı ve tarım alanlarını ciddi şekilde tehdit edeceğine inanıyor. Taş ocağı faaliyetleri sırasında oluşacak toz ve gürültünün, hem insan sağlığına hem de bölgedeki bitki örtüsüne zarar vereceği endişesi taşıyorlar. Ayrıca, su kaynaklarının kirlenmesi ve yok olması gibi riskler de Sarıseki halkının en büyük korkuları arasında yer alıyor. Bu endişelerini dile getiren mahalle sakinleri, "Bu Topraklar Bizim, Taş Ocağına Geçit Yok!" sloganıyla muhtarlık binası önünde bir araya gelerek tepkilerini gösterdiler.
CHP Milletvekili Nermin Yıldırım Kara'dan Destek
Sarıseki halkının haklı mücadelesine destek veren CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, yaptığı açıklamada, "Halkımızın sesine kulak vermek, onların yanında olmak bizim en önemli görevimiz. Sarıseki'nin doğal güzelliklerini ve yaşam kaynaklarını korumak için elimizden geleni yapacağız." dedi. Kara, taş ocağı projesinin çevreye ve insan sağlığına vereceği zararları yakından takip edeceklerini ve bu konuda gerekli tüm girişimlerde bulunacaklarını belirtti.
Taş Ocaklarının Çevreye Etkileri
Taş ocakları, doğal kaynakların çıkarılması sırasında ciddi çevresel sorunlara yol açabilir. Bu sorunlardan bazıları şunlardır:
- Hava ve su kirliliği
- Toprak erozyonu
- Gürültü kirliliği
- Biyoçeşitliliğin azalması
- Doğal peyzajın bozulması
Bu nedenlerle, taş ocağı projelerinin hayata geçirilmeden önce detaylı bir çevresel etki değerlendirmesi yapılması ve bölge halkının görüşlerinin alınması büyük önem taşır.
Sarıseki halkının taş ocağına karşı gösterdiği bu kararlı direniş, çevre bilincinin ve doğayı koruma mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Halkın ve yetkililerin işbirliği ile çevreye duyarlı çözümler bulunması, gelecek nesiller için yaşanabilir bir dünya bırakmak adına kritik bir adım olacaktır.