Hatay'ın Samandağ ilçesinde, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremin ardından büyük yıkım gören Atatürk, Cumhuriyet ve Sutaşı mahallelerindeki vatandaşlar, artık seslerini yükseltiyor. Depremin yarattığı travma ve belirsizlik ortamında, yaşadıkları bölgelerin rezerv alan ilan edilmesi için yetkililere çağrıda bulunuyorlar. Yeniden inşa sürecinin başlamasına rağmen, bu üç mahalle özelinde rezerv alan talebi giderek artıyor ve yetkililerden somut adımlar bekliyorlar.

Neden Rezerv Alan İlan Edilmeli?

Depremde evlerini ve iş yerlerini kaybeden vatandaşlar, rezerv alan ilanının bölgedeki yaşam koşullarını iyileştireceğine inanıyor. Rezerv alan ilan edilmesiyle birlikte, daha planlı ve güvenli bir kentsel dönüşümün mümkün olacağını savunuyorlar. İşte rezerv alan ilanının potansiyel faydaları:

• Daha Güvenli Yapılar: Yeni yapılacak binaların depreme dayanıklı olması sağlanacak.
• Modern Altyapı: Su, elektrik, kanalizasyon gibi altyapı sistemleri yenilenecek.
• Sosyal Donatılar: Parklar, okullar, hastaneler gibi sosyal alanlar oluşturulacak.
• Planlı Şehirleşme: Düzensiz yapılaşmanın önüne geçilerek, daha yaşanabilir bir çevre oluşturulacak.

Vatandaşlar, bu faydaların yanı sıra, rezerv alan ilanının bölgeye yeni yatırımlar çekerek ekonomik canlanma sağlayacağına da inanıyor.

Vatandaşların Sesini Kim Duyacak?

Depremzede vatandaşlar, taleplerini yetkililere iletmek için çeşitli girişimlerde bulundular. Dilekçeler yazdılar, toplantılar düzenlediler ve basın açıklamaları yaptılar. Ancak, henüz somut bir yanıt alamadılar. Vatandaşlar, seslerinin duyulması ve taleplerinin karşılanması için daha fazla destek bekliyor. "Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Lütfen sesimizi duyun ve bize yardım edin" şeklinde feryat eden depremzedeler, yetkililerden acil çözüm bekliyor.

Bu süreçte, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin de devreye girmesi büyük önem taşıyor. Depremzedelerin haklarını savunmak ve taleplerini yetkililere iletmek için ortak bir platform oluşturulması, çözüm sürecini hızlandırabilir.

Samandağ'daki depremzedelerin rezerv alan talebi, sadece barınma sorununa değil, aynı zamanda geleceğe yönelik umutlara da işaret ediyor. Vatandaşlar, daha güvenli ve yaşanabilir bir çevrede hayatlarını sürdürmek için kararlılıkla mücadele ediyor. Yetkililerin bu sese kulak vermesi ve somut adımlar atması, bölgenin yeniden inşası için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, depremin yarattığı travma daha da derinleşebilir ve bölgedeki sosyal doku zarar görebilir.