İstanbul'da yaşanan son deprem, sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde büyük yankı uyandırdı. Şehrin kaotik durumu, deprem toplanma alanlarının yetersizliği ve Kanal İstanbul gibi projelerin su kaynakları üzerindeki potansiyel etkileri, acil çözüm bekleyen sorunlar olarak öne çıktı.

Deprem Toplanma Alanları Neden Yok?

Deprem sonrası yaşanan panik, toplanma alanlarının eksikliğini gözler önüne serdi. Yıllar içinde toplanması gereken Özel İletişim Vergisi (ÖİV), lüks harcamalara yönlendirilirken, hayati önem taşıyan toplanma alanları ya AVM'lere dönüştürüldü ya da imara açıldı. Bu durum, vatandaşların deprem anında sığınacak güvenli bir yer bulamamasına neden oldu.

• Toplanma alanlarının yetersizliği
• ÖİV'nin yanlış kullanımı
• Plansız kentleşme

İstanbul'un Su Sorunu ve Kanal İstanbul Tehdidi

Depremle birlikte gündeme gelen bir diğer önemli sorun ise İstanbul'un su kaynaklarının yetersizliği. Kanal İstanbul projesi, bu sorunu daha da derinleştirecek potansiyele sahip. Projenin hayata geçirilmesi, İstanbul'un su kaynaklarını olumsuz etkileyerek, zaten kırılgan olan ekolojik dengeyi bozabilir.

Çözüm İçin Atılması Gereken Adımlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) bu sorunları çözmek için adım atması bekleniyor. Ancak, yılların birikimi olan bu sorunların çözümü zaman alacak. İBB'nin alacağı kararların uygulanması ve deprem gerçeği ile yüzleşerek hareket etmesi gerekiyor.

Yaşanan depremler ve sonuçları, geçmişte yapılan hataların bedelini ağır bir şekilde ödediğimizi gösteriyor. Çürük binalar, yüksek kiralar ve plansız kentleşme gibi sorunlar, depremle birlikte daha da belirginleşti. Bu sorunların çözümü için somut adımlar atılmalı ve aydınlık bir geleceğe ulaşmak için hep birlikte çalışmalıyız.