Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB),2025 Nisan ayına ilişkin Hazır Beton Endeksi Raporu'nu yayımladı. Rapordaki veriler, inşaat sektöründeki durağanlığın sürdüğünü ve özellikle sektör güveninde toparlanma işaretlerinin zayıf kaldığını ortaya koyuyor. Peki, bu durum ne anlama geliyor? İnşaat sektörü gerçekten de alarm veriyor mu? İşte detaylar...

İnşaat Sektöründe Güven Kaybı Devam Ediyor mu?

Hazır Beton Endeksi kapsamında incelenen Faaliyet, Güven ve Beklenti Endeksleri, sektörün genel görünümüne dair kritik ipuçları veriyor. Ne yazık ki, genel tablo pek iç açıcı değil. Özellikle güven endeksindeki düşüş endişe verici boyutlarda. Bu durum, yatırımcıların ve sektör paydaşlarının geleceğe dair belirsizliklerinin arttığını gösteriyor.

Sektördeki bu güvensizlik ortamının nedenleri arasında şunlar sayılabilir:

• Ekonomik belirsizlikler
• Yüksek enflasyon
• Artan maliyetler
• Siyasi istikrarsızlık

Bu faktörlerin bir araya gelmesi, inşaat sektörünü olumsuz etkiliyor ve yatırımcıların iştahını kaçırıyor.

Beklentilerde Hafif Bir Toparlanma Var mı?

Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise, Beklenti Endeksi'nde sınırlı bir toparlanma gözlenmesi. Bu durum, sektörün geleceğine dair umutların tamamen tükenmediğini gösteriyor. Ancak, bu toparlanmanın kalıcı olup olmayacağı şimdilik belirsiz. Çünkü, güven endeksindeki düşüşün devam etmesi, beklentilerdeki iyimserliği gölgeleyebilir.

Uzmanlar, beklentilerdeki bu hafif toparlanmanın nedenleri arasında şunları gösteriyor:

• Yeni konut projeleri
• Devlet teşvikleri
• Faiz oranlarındaki düşüş beklentisi

Ancak, bu faktörlerin etkisinin sınırlı kalması durumunda, beklentilerdeki toparlanma da kısa sürebilir.

Sektörde Neler Olacak?

THBB'nin Hazır Beton Endeksi Raporu, inşaat sektörünün zorlu bir süreçten geçtiğini açıkça ortaya koyuyor. Güven endeksindeki düşüşün devam etmesi, sektörün geleceği açısından ciddi bir risk oluşturuyor. Beklentilerdeki hafif toparlanma ise, umut ışığı olsa da, kalıcı olup olmayacağı belirsiz. İnşaat sektörünün bu zorlu süreçten çıkabilmesi için, ekonomik istikrarın sağlanması, maliyetlerin düşürülmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, sektördeki durağanlık daha da derinleşebilir ve bu durum, tüm ekonomiyi olumsuz etkileyebilir.