
Hataylı Bezgin: Deprem Sonrası Hayata Tutunma Çabası!
Hatay'da depremin yaraları sarılmaya çalışılırken, hayatta kalanların yaşadığı zorluklar bitmek bilmiyor. Depremin ardından hayata tutunmaya çalışan Hataylılar, bir yandan kayıplarının acısıyla mücadele ederken, diğer yandan da yeni sorunlarla karşı karşıya kalıyor.
Hataylıların Bitmeyen Çilesi
Depremin ardından adalet arayışı, okul yanına kurulan beton santrali, bitmek bilmeyen elektrik ve su kesintileri, konteynerlerde yaşamaya zorlanma, toz ve moloz yığınları arasında geçen günler, Hataylıların yaşamını çekilmez hale getiriyor. Zeytinliklere ve arsalara el konulması ise bardağı taşıran son damla oluyor.
Depremzedeler, yaşadıkları sorunları dile getirerek yetkililerden çözüm bekliyor. Bir depremzede yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
"Hayatta kaldığıma bin pişman oldum. Her gün yeni bir sorunla karşılaşıyoruz. Ne adalet var, ne de insanca yaşama hakkı. Bizim sesimizi kim duyacak?"
Zeytinlikler ve Arsalara El Konulması Tepki Çekiyor
Depremin ardından zeytinliklere ve arsalara el konulması, Hataylıların büyük tepkisini çekiyor. "Rezerv alanı" adı altında yapılan bu uygulamaya anlam veremeyen vatandaşlar, topraklarının ellerinden alınmasına karşı çıkıyor. Bu durum, zaten zor durumda olan depremzedelerin geleceğe dair umutlarını da kırıyor.
Depremzedelerin karşılaştığı sorunlar şu şekilde sıralanabilir:
- Tümüyle göçen apartmanlarda yakınlarını kaybedenlerin adalet arayışı
- Okul yanına beton santrali kurulması
- Elektrik ve su kesintileri
- Konteynerde yaşamaya zorlanmak
- Toz kaynağı moloz, yıkıntı, yol sorunları
- Zeytinliklere ve arsalara el konması
Hataylılar, yaşadıkları bu zorlu süreçte yalnız bırakılmamayı ve sorunlarına çözüm bulunmasını bekliyor. Yetkililerin, depremzedelerin sesine kulak vererek, onların yaşamlarını kolaylaştıracak adımlar atması gerekiyor.
Deprem sonrası Hatay'da yaşananlar, Türkiye'nin bir gerçeği haline geldi. Depremin yarattığı yıkımın yanı sıra, plansız ve programsız uygulamalar, depremzedelerin yaşamını daha da zorlaştırıyor. Hataylıların yaşadığı bu acı tablo, yetkililerin daha duyarlı ve çözüm odaklı olması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Unutulmamalıdır ki, depremzedelerin yanında olmak, sadece barınma ve gıda ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı değildir. Onların adalet duygusunu tatmin etmek, yaşamlarını kolaylaştırmak ve geleceğe umutla bakmalarını sağlamak da en az o kadar önemlidir.