Hatay'da depremin yaraları sarılmaya çalışılırken, hazırlanan imar planları yeniden tartışma konusu oldu. Şehir Plancıları Odası Hatay İl Temsilcisi Serkan Koç, ikinci kez askıya çıkarılan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının, ilk planın neredeyse aynısı olduğunu savunarak tepki gösterdi. Koç, "Yerele rağmen değil, yerelle birlikte plan yapılmalı" çağrısında bulundu. Peki, bu imar planlarında neler değişti, neler aynı kaldı? İşte detaylar…

Hatay'da İmar Planı Eleştirileri: Beton Mu, Yeşil Mi?

Şehir Plancıları Odası Hatay İl Temsilcisi Serkan Koç, mevcut imar planlarının Hatay'ın ihtiyaçlarına cevap vermediğini ve daha çok betonlaşmaya yönelik olduğunu vurguladı. Koç, planların yerel halkın görüşleri alınmadan, merkeziyetçi bir yaklaşımla hazırlandığını belirterek, şu eleştirilerde bulundu:

• Planlar, deprem öncesi Hatay'ın sorunlarını çözmek yerine, daha da derinleştirecek nitelikte.
• Yeşil alanlar ve sosyal donatı alanları yetersiz.
• Betonlaşma artarken, doğal ve kültürel değerler korunmuyor.
• Planlama sürecinde yerel halkın ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı sağlanmıyor.

Koç, "Bu planlar, Hatay'ı yeniden inşa etmek yerine, yeni bir felakete davetiye çıkarıyor. Depremin acılarını unutup, betonlaşmaya devam etmek kabul edilemez" dedi.

"Aynı Plan, Sadece İmza Değişti" İddiası

Şehir Plancıları Odası Hatay İl Temsilcisi Serkan Koç'un en dikkat çekici eleştirilerinden biri, mevcut imar planlarının "aynı plan, sadece imza değişti" şeklinde olmasıydı. Koç, ilk hazırlanan planlarla ikinci kez askıya çıkarılan planlar arasında neredeyse hiçbir fark olmadığını, sadece bazı küçük değişiklikler yapıldığını savundu. Bu durum, planların ciddiyetten uzak ve aceleyle hazırlandığı eleştirilerine yol açtı.

Koç, "Bu planlar, Hatay'ın geleceğini şekillendirecek kadar önemli. Ancak, görüyoruz ki, planlama sürecinde gerekli özen gösterilmemiş. Aynı hataların tekrar edilmesi, Hatay için büyük bir kayıp olacaktır" şeklinde konuştu.

Hatay'da depremin ardından yaşanan bu imar planı tartışmaları, şehirlerin yeniden yapılanma sürecinde şeffaflığın, katılımcılığın ve uzman görüşünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Umuyoruz ki, yetkililer bu eleştirileri dikkate alarak, Hatay'ın geleceği için daha doğru ve sürdürülebilir kararlar alırlar. Aksi takdirde, Hatay'ın yeniden inşası, yeni bir beton yığını yaratmaktan öteye gidemeyecektir.