CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmayla gündeme bomba gibi düştü. 6 Şubat depremlerinin ardından Hatay'da uygulanan rezerv alan projeleri ve acele kamulaştırma kararlarına sert tepki gösteren Güzelmansur, özellikle tarım arazilerinin hedef alınmasına dikkat çekti. "Hazine arazileri dururken, zeytinliklere, narenciye bahçelerine, tarım arazilerine göz dikilmesi kabul edilemez," diyen Güzelmansur, bu durumu vicdansızlık olarak nitelendirdi.
Hatay'da Neler Oluyor?
Güzelmansur, konuşmasında Hatay'daki kamulaştırma sürecinin şeffaf yürütülmediğini ve depremzedelerin mağdur edildiğini vurguladı. Özellikle tarım arazilerinin kamulaştırılması, bölge halkının geçim kaynaklarını elinden almak anlamına geliyor. Hazine arazileri varken, verimli tarım topraklarının seçilmesi ise akıllarda soru işaretleri yaratıyor.
- Rezerv alan uygulamaları: Deprem sonrası yeniden yapılanma adı altında yürütülen projeler.
- Acele kamulaştırma: Devletin, kamu yararı gördüğü durumlarda özel mülkiyete ait taşınmazları bedelini ödeyerek alması.
- Tarım arazilerinin hedef alınması: Zeytinlikler, narenciye bahçeleri ve diğer tarım alanlarının kamulaştırılması.
Güzelmansur'dan Sert Eleştiriler
Güzelmansur, TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: "Depremzedeye ikinci travma yaşatılıyor. Evleri yıkılan, sevdiklerini kaybeden insanlar bir de geçim kaynaklarından oluyor. Hazine arazileri dururken, neden tarım arazileri kamulaştırılıyor? Bu vicdansızlıktır!" Güzelmansur, bu kararların yeniden gözden geçirilmesi ve depremzedelerin mağduriyetinin giderilmesi çağrısında bulundu.
Ayrıca, kamulaştırma bedellerinin de yetersiz olduğunu belirten Güzelmansur, "Vatandaşlarımızın mağdur edilmemesi için adil bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Kamulaştırma bedelleri, güncel piyasa koşullarına uygun olarak belirlenmeli," dedi.
Çözüm Ne Olmalı?
Hatay'daki kamulaştırma sürecinin daha şeffaf ve adil yürütülmesi gerekiyor. Depremzedelerin mağduriyetini gidermek için alternatif çözümler üretilmeli. Hazine arazileri değerlendirilerek, tarım arazilerinin korunması sağlanmalı. Ayrıca, kamulaştırma bedelleri güncel piyasa koşullarına uygun olarak belirlenmeli ve vatandaşların hakları korunmalıdır. Aksi takdirde, depremin yaraları sarılmak yerine daha da derinleşecektir.