Hatay'ın Antakya ilçesine bağlı Odabaşı Mahallesi sakinleri, depremin üzerinden iki yıl geçtikten sonra beklenmedik bir kararla sarsıldı. Mahalle, rezerv alan ilan edildi ve bu durum, hasarsız evlerin de bulunduğu bölgede yaşayanların 15 gün içinde evlerini boşaltmaları gerektiği anlamına geliyor. Bu ani karar, depremin yaralarını sarmaya çalışan bölge halkı için adeta yeni bir yıkım oldu.

Rezerv Alan Kararı ve Tepkiler

CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, mahalle sakinlerinin yaşadığı mağduriyeti dile getirdi. Güzelmansur, "Depremzede vatandaşlarımız zaten büyük bir travma yaşamışken, şimdi de evlerinden çıkarılmak isteniyor. Bu kabul edilemez bir durum. Sorunun çözümü için gerekli tüm girişimlerde bulunacağız," dedi. Vatandaşlar, kararın gerekçesini ve alternatif çözümlerin neden değerlendirilmediğini sorguluyor. Özellikle hasar görmemiş evlerin de boşaltılacak olması, tepkileri daha da artırıyor.

Odabaşı Mahallesi Sakinleri Ne Yapacak?

15 günlük süre zarfında evlerini boşaltmak zorunda olan Odabaşı Mahallesi sakinleri, büyük bir belirsizlik içinde. Nereye gidecekleri, nasıl geçinecekleri gibi sorular zihinlerini meşgul ediyor. Birçok aile, depremde zaten maddi kayıplar yaşamış durumda ve şimdi de evlerini terk etmek zorunda kalmaları, onları daha da zor durumda bırakıyor. Vatandaşlar, yetkililerden acil çözüm bekliyor ve mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyor.

Depremin Ardından Hatay'da Yaşananlar

6 Şubat depremlerinin ardından Hatay, büyük bir yıkım yaşamış ve binlerce insan hayatını kaybetmişti. Depremin yaraları hala sarılmaya çalışılırken, altyapı sorunları, barınma ihtiyaçları ve ekonomik zorluklar bölge halkının yaşamını olumsuz etkiliyor. Rezerv alan kararı gibi uygulamalar, zaten zor durumda olan depremzedelerin yaşam koşullarını daha da ağırlaştırıyor. Bu tür kararların alınırken, bölge halkının ihtiyaçları ve hassasiyetleri göz önünde bulundurulmalı ve mağduriyetlerin önüne geçilmelidir.

Odabaşı Mahallesi'nde yaşanan bu son gelişme, depremzedelerin yaşadığı zorlukları bir kez daha gözler önüne seriyor. Yetkililerin, bu mağduriyeti gidermek için ivedilikle harekete geçmesi ve adil çözümler üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde, depremin yaraları daha da derinleşecek ve bölge halkının umutları tükenecektir. Bu durum, sadece Hatay için değil, tüm Türkiye için bir vicdan meselesi olarak ele alınmalıdır.