Türkiye, 6 Şubat 2023'te yaşadığı büyük deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışırken, muhalefet partileri tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan 42 adet yasa teklifi, Cumhur İttifakı'nın oylarıyla reddedildi. Bu durum, özellikle İstanbul'da 23 Nisan'da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından tekrar gündeme geldi ve tartışmalara yol açtı.
Reddedilen Yasa Teklifleri Neler İçeriyordu?
Reddedilen yasa tekliflerinin içeriği tam olarak kamuoyu ile paylaşılmamış olsa da, genel olarak deprem bölgelerindeki imar planlarının güncellenmesi, binaların depreme dayanıklılığının arttırılması, afet yönetimi ve koordinasyonunun güçlendirilmesi gibi konuları kapsadığı tahmin ediliyor. Ayrıca, depremzedelere yönelik sosyal ve ekonomik desteklerin arttırılması, konut sorunlarının çözümü ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması gibi taleplerin de yasa tekliflerinde yer aldığı belirtiliyor.
- İmar planlarının güncellenmesi
- Binaların depreme dayanıklılığının arttırılması
- Afet yönetimi ve koordinasyonunun güçlendirilmesi
- Depremzedelere yönelik sosyal ve ekonomik desteklerin arttırılması
- Konut sorunlarının çözümü
Muhalefet Ne Diyor?
Muhalefet partileri, yasa tekliflerinin reddedilmesine sert tepki göstererek, iktidarı deprem gerçeğini görmezden gelmekle ve vatandaşların can güvenliğini tehlikeye atmakla suçluyor. Yapılan açıklamalarda, "Bu yasa teklifleri, olası bir İstanbul depreminde yaşanacak felaketin boyutlarını azaltmak için hayati önem taşıyordu. Ancak iktidar, siyasi hesaplar uğruna bu teklifleri reddederek büyük bir sorumluluk üstlenmiştir" ifadelerine yer verildiği belirtiliyor.
İstanbul Depremi Beklentisi ve Riskler
Uzmanlar, İstanbul'da yakın gelecekte büyük bir deprem yaşanma olasılığının yüksek olduğunu ve bu depremin ciddi can ve mal kayıplarına yol açabileceğini belirtiyor. Özellikle eski ve kaçak yapıların yoğun olduğu bölgelerde riskin daha yüksek olduğu vurgulanırken, acil önlemler alınması gerektiği ifade ediliyor. Bu bağlamda, muhalefetin yasa tekliflerinin reddedilmesi, İstanbul'daki deprem riskini daha da arttırmış durumda.
Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığı ve geçmişte yaşanan büyük depremlerin acı tecrübeleri göz önünde bulundurulduğunda, deprem konusunun siyasi çekişmelerden uzak tutulması ve tüm partilerin ortak aklı ile hareket etmesi gerekiyor. Reddedilen yasa tekliflerinin yeniden değerlendirilmesi ve deprem önlemlerinin ivedilikle hayata geçirilmesi, olası bir felaketin önüne geçmek için kritik önem taşıyor. Aksi takdirde, yaşanacak acıların sorumluluğu, bu kararı alanların omuzlarında olacaktır.
