Hatay'da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 94 kişinin hayatını kaybettiği Buket Apartmanı'nın müteahhidi Hikmet Günsay, "uzun tutukluluk süresi" gerekçesiyle adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bu karar, depremde yakınlarını kaybeden ailelerin büyük tepkisine yol açtı. Günsay'ın tahliyesi, kamuoyunda da geniş yankı uyandırdı.

Tahliye Kararı ve Gerekçesi

Müteahhit Hikmet Günsay'ın avukatları, müvekkillerinin uzun süredir tutuklu olduğunu ve delillerin toplandığını belirterek tahliye talebinde bulundu. Mahkeme, Günsay'ın tutukluluk süresini dikkate alarak adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi. Adli kontrol şartı kapsamında Günsay'ın yurt dışına çıkışı yasaklandı ve belirli aralıklarla karakola giderek imza vermesi gerekiyor.

Bu tahliye kararı, Türkiye'deki deprem davalarında sıkça karşılaşılan bir durum olarak değerlendiriliyor. Birçok depremzede yakını, sorumluların yargılanma süreçlerinin yavaş ilerlemesinden ve sanıkların çeşitli gerekçelerle serbest bırakılmasından şikayetçi. Bu durum, adalete olan güveni sarsarken, depremzedelerin acılarını da katlıyor.

Depremzede Yakınlarının Tepkisi

Buket Apartmanı'nda yakınlarını kaybeden birçok aile, tahliye kararına büyük tepki gösterdi. Aileler, "Adalet nerede?" diyerek karara isyan etti. Sosyal medyada da karara yönelik yoğun eleştiriler yapıldı. Birçok kullanıcı, sorumluların cezasız kalmaması gerektiğini vurguladı. Depremzede yakınları, kararın yeniden gözden geçirilmesini ve adaletin sağlanmasını talep ediyor.

Deprem, sadece binaları değil, aynı zamanda insanların hayatlarını ve hayallerini de yıktı. Bu büyük felaketin ardından, sorumluların yargılanması ve adaletin sağlanması, toplumun vicdanını rahatlatacak en önemli adımlardan biri olacaktır. Aksi takdirde, depremzedelerin acıları dinmeyecek ve adalete olan inançları zedelenmeye devam edecektir.

Türkiye'deki Deprem Gerçeği ve İnşaat Sektöründeki Sorunlar

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke. Bu nedenle, yapıların depreme dayanıklı olması büyük önem taşıyor. Ancak, geçmişte yaşanan depremlerde, birçok binanın yetersiz malzeme ve kötü işçilik nedeniyle yıkıldığı görüldü. Bu durum, inşaat sektöründeki denetim eksikliklerini ve yasal boşlukları gözler önüne seriyor.

Depremlerde yaşanan can kayıplarının en aza indirilmesi için, inşaat sektöründeki sorunların çözülmesi ve yapı denetimlerinin sıkılaştırılması gerekiyor. Ayrıca, kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve deprem farkındalığının artırılması da büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, deprem değil, dayanıksız binalar öldürür.

• Yapı denetim süreçlerinin etkinliği artırılmalı.
• İnşaat malzemelerinin kalitesi kontrol edilmeli.
• Kaçak yapılaşmanın önüne geçilmeli.
• Deprem risk haritaları güncellenmeli ve kamuoyuyla paylaşılmalı.
• Toplumda deprem bilinci oluşturulmalı.

Buket Apartmanı davasındaki bu tahliye kararı, Türkiye'deki deprem gerçeğini ve inşaat sektöründeki sorunları bir kez daha gündeme getirdi. Bu tür olaylar, adaletin sağlanması ve sorumluların cezalandırılması konusunda toplumun beklentilerini artırıyor. Umuyoruz ki, bundan sonraki süreçlerde adalet yerini bulacak ve benzer acıların yaşanmaması için gerekli önlemler alınacaktır.