Antakya Gazetesi'nde yayımlanan "Biz Bize Benzeriz" başlıklı yazıda, toplumumuzun derinlemesine bir analizi yapılıyor. Yazar, deneyimlerimizden sonra geldiğimiz noktayı, "biz bize benzeriz" sözüyle özetleyerek, aslında ne kadar değişmeye çalışsak da özümüzde aynı kaldığımızı vurguluyor. Bu durum, Doğu toplumlarına özgü kaderci, diktatoryal, şekilci ve biate alışkın bir toplum olmanın sonuçlarına katlanmamıza neden oluyor.

Kadercilik ve Toplumsal Alışkanlıklar

Toplumumuzun kaderci yapısı, bireylerin olaylara karşı pasif bir tutum sergilemesine yol açıyor. Bu kadercilik anlayışı, değişime direnci artırırken, bireylerin kendi yaşamları üzerinde kontrol sahibi olma isteklerini de köreltiyor. Diktatoryal eğilimler ise, otoriteye sorgusuz sualsiz itaati beraberinde getiriyor. Bu durum, eleştirel düşünceyi ve farklı görüşlere saygıyı engelliyor.

• Kadercilik: Olaylara karşı pasif tutum
• Diktatoryal eğilimler: Otoriteye itaat
• Şekilcilik: İçeriğin önemsizleşmesi
• Biat kültürü: Sorgulamadan kabul

Şekilcilik, içeriğin önemsizleşmesine ve yüzeysel bir yaklaşımın benimsenmesine neden oluyor. Biat kültürü ise, sorgulamadan kabul etmeyi ve eleştirel düşünceden uzaklaşmayı beraberinde getiriyor. Bu durum, toplumun gelişimini engelleyen önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.

Değişim Mümkün mü?

Peki, bu durumdan kurtulmak mümkün mü? Yazar, aslında bir şeyler benzemeye çalıştığını ve çalışır gibi yaptığımızı, ancak sonunda gene kendimize benzediğimizi ifade ediyor. Bu durum, değişimin zorluğunu ve içsel dönüşümün önemini vurguluyor. Ancak, değişimin mümkün olmadığı anlamına gelmiyor. Öncelikle, toplum olarak kendimizi tanımamız, zayıf ve güçlü yönlerimizi belirlememiz gerekiyor. Ardından, eleştirel düşünceyi teşvik ederek, farklı görüşlere saygı duyarak ve bireysel sorumluluğu artırarak değişime başlayabiliriz. Eğitim, bu süreçte en önemli araçlardan biri olacaktır.

Geleceğe Bakış

Sonuç olarak, "biz bize benzeriz" gerçeğiyle yüzleşmek, toplum olarak gelişimimizin önündeki engelleri aşmamız için bir fırsat sunuyor. Geçmişimizden ders alarak, geleceğe daha bilinçli ve kararlı adımlarla ilerleyebiliriz. Unutmayalım ki, değişim önce bireylerde başlar, sonra topluma yayılır. Bu nedenle, her birimizin kendi içsel yolculuğuna çıkması, daha aydınlık bir geleceğin kapılarını aralayacaktır. Bu analiz, toplum olarak kendimizi sorgulamamıza ve daha iyi bir geleceğe doğru ilerlememize katkı sağlayacaktır.