
Antakya Yeniden İnşa: Hibrit Model ile Yeni Bir Başlangıç mı?
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi'nde (HMKÜ) gerçekleştirilen çalıştayda, deprem sonrası Antakya'nın yeniden inşası için dikkat çekici bir öneri sunuldu: "Hibrit Yönetişim Modeli." TÜBİTAK 1001 programı kapsamında yürütülen "Antakya'da Deprem Sonrası Kent Kimliği ve Kentsel Hafızanın Korunması" projesi kapsamında düzenlenen çalıştayda, kentsel kimliğin ve toplumsal hafızanın korunmasının önemi vurgulandı.
Antakya'nın Yeniden İnşasında Hibrit Model Ne Anlama Geliyor?
Çalıştayda öne çıkan hibrit yönetişim modeli, yerel aktörlerin, sivil toplum kuruluşlarının, uzmanların ve merkezi yönetimin iş birliği içinde olduğu bir yönetim anlayışını ifade ediyor. Bu modelin amacı, yeniden yapılanma sürecinde Antakya'nın özgün kimliğini korumak, yerel halkın ihtiyaçlarını ve beklentilerini dikkate almak ve sürdürülebilir bir kent inşa etmek.
Peki, bu modelin avantajları neler?
- Yerel halkın sürece katılımını sağlayarak demokratik bir yeniden yapılanma süreci oluşturulması.
- Farklı paydaşların bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak daha kapsamlı ve etkili çözümler üretilmesi.
- Yeniden yapılanma sürecinin şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde yürütülmesi.
- Kent kimliğinin ve kültürel mirasın korunarak özgün bir Antakya yaratılması.
Kent Kimliği ve Hafızanın Korunması Neden Önemli?
Depremler, sadece fiziksel yıkıma değil, aynı zamanda kentlerin kimliğine ve hafızasına da büyük zararlar veriyor. Kentsel kimlik, bir kentin tarihini, kültürünü, mimarisini ve yaşam tarzını yansıtan özellikler bütünüdür. Kentsel hafıza ise, o kentte yaşayan insanların ortak anıları, deneyimleri ve değerleridir. Deprem gibi büyük felaketler, bu kimliği ve hafızayı yok etme riski taşıyor.
Bu nedenle, yeniden yapılanma sürecinde kent kimliğinin ve hafızanın korunması büyük önem taşıyor. Bu, sadece tarihi yapıları restore etmekle değil, aynı zamanda kentin kültürel değerlerini yaşatmak, yerel gelenekleri desteklemek ve insanların aidiyet duygusunu güçlendirmekle de mümkün. Çalıştayda bu konunun önemi sıkça vurgulandı.
Konuyla ilgili bir uzman, "Kentler sadece binalardan ibaret değildir. Onlar, insanların yaşadığı, çalıştığı, eğlendiği, anılar biriktirdiği mekanlardır. Yeniden yapılanma sürecinde, bu mekanların ruhunu korumak, insanların yaşam kalitesini artırmak ve kente olan bağlılıklarını güçlendirmek zorundayız." şeklinde konuştu.
Antakya İçin Umut Veren Bir Model mi?
Antakya'nın yeniden yapılanma sürecinde hibrit yönetişim modelinin uygulanması, kentin geleceği için umut verici bir adım olabilir. Ancak, bu modelin başarılı olabilmesi için tüm paydaşların iş birliği içinde çalışması, şeffaf bir iletişim ortamının sağlanması ve yerel halkın katılımının teşvik edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, yeniden yapılanma süreci, kentin kimliğinden ve hafızasından uzaklaşmasına neden olabilir.
Sonuç olarak, Antakya'nın yeniden inşası, sadece binaların yeniden yapılması değil, aynı zamanda kentin ruhunun yeniden canlandırılması anlamına geliyor. Hibrit yönetişim modeli, bu süreçte önemli bir rol oynayabilir ve Antakya'nın özgün kimliğini koruyarak, sürdürülebilir bir geleceğe taşınmasına katkıda bulunabilir.












