Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin son kararı, aldatılma davalarında yeni bir dönemi başlatıyor. Eşinin kendisini aldattığını ispatlamak amacıyla gizlice video kaydı alan bir kişinin yargılandığı davada, Yargıtay emsal niteliğinde bir karara imza attı. Mahkeme, söz konusu video kaydının "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçunu oluşturmadığına hükmederek beraat kararını onadı. Bu karar, benzer davalar için önemli bir emsal teşkil ediyor.

Aldatma İddiası ve Gizli Video Kaydı

Olay, Muğla'da yaşayan bir çiftin boşanma sürecinde yaşandı. İddiaya göre, koca, boşanma aşamasındaki eşinin gece saatlerinde tanımadığı bir erkeğin aracına bindiğini gördü. Durumdan şüphelenen koca, eşini takip ederek cep telefonuyla gizlice video kaydını aldı. Daha sonra bu video kaydını boşanma davasında delil olarak kullandı. Ancak, eşi tarafından "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçlamasıyla karşı karşıya kaldı. Yerel mahkeme, kocanın beraatine karar verdi. Temyiz üzerine dosya Yargıtay'a taşındı.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını yerinde bularak onadı. Kararda, "Sanığın amacı, eşinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ispatlamak olup, bu durumun özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmayacağı" belirtildi. Yargıtay'ın bu kararı, aldatılma davalarında delil elde etme yöntemleri konusunda önemli bir tartışma başlattı.

Özel Hayatın Gizliliği mi, İspat Hakkı mı?

Bu karar, özel hayatın gizliliği ile ispat hakkı arasındaki dengeyi yeniden gündeme getiriyor. Bir yandan, herkesin özel hayatının gizliliğine saygı duyulması gerekirken, diğer yandan, kişilerin haklarını savunmak için delil elde etme hakkı da bulunuyor. Yargıtay'ın kararı, aldatılma gibi özel durumlarda, ispat hakkının özel hayatın gizliliğinin önüne geçebileceğini gösteriyor.

Peki, bu karar ne anlama geliyor? İşte bazı önemli çıkarımlar:

• Aldatılma şüphesiyle eşinin gizlice videosunu çeken kişi, bu videoyu boşanma davasında delil olarak kullanabilir.
• Bu durumda, video kaydı "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçu oluşturmayabilir.
• Yargıtay'ın bu kararı, benzer davalar için emsal teşkil edebilir.

Bu karar, aldatılma davalarında delil elde etme yöntemleri konusunda yeni bir tartışma başlatacak gibi görünüyor. Hukukçular ve kamuoyu, bu kararın sonuçlarını ve etkilerini yakından takip edecek.

Bu emsal karar, aldatılma davalarında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Artık aldatıldığını düşünen eşler, delil elde etmek için daha cesur adımlar atabilirler. Ancak, bu durumun özel hayatın gizliliği ihlalleriyle sonuçlanmaması için dikkatli olunması gerekiyor. Yargıtay'ın bu kararı, hukuk dünyasında uzun süre tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.