4 Ekim: Medeni Kanun ile Kadın Haklarında Devrim!
Antakya Gündem

4 Ekim: Medeni Kanun ile Kadın Haklarında Devrim!


07 October 20255 dk okuma4 görüntülenmeSon güncelleme: 07 October 2025

4 Ekim 1926, Türkiye Cumhuriyeti için bir dönüm noktası oldu. Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle, toplumun temel dinamikleri kökten değişti. Bu yasa, kadın ve erkeğin eşit haklara sahip bireyler olarak kabul edildiği, modernleşme yolunda atılan büyük bir adımdı.

Medeni Kanun ile Gelen Yenilikler

Medeni Kanun, kadınların aile içinde ve toplumda birey olarak tanınmasını sağladı. Boşanma, nafaka, mal paylaşımı ve velayet gibi konularda kadın-erkek eşitliğini yasal güvence altına aldı. Hatta birçok alanda kadınların lehine hükümler getirildi. Bu tarihi adımın atıldığı gün, TBMM'de tek bir kadın milletvekili dahi yoktu. Buna rağmen, kadın haklarını savunan bu devrim niteliğindeki yasanın ön sözünü Mahmut Esat Bozkurt kaleme aldı.

  • Boşanma hakkı
  • Nafaka hakkı
  • Mal paylaşımında eşitlik
  • Velayet hakkı

Medeni Kanun ile birlikte kadınlar, toplumsal ve ekonomik hayatta daha aktif rol almaya başladı. Eğitim, çalışma hayatı ve siyaset gibi alanlarda kadınların katılımı arttı. Bu yasa, Türkiye'nin çağdaşlaşma sürecinde önemli bir kilometre taşı oldu.

Günümüzde Kadın Hakları Mücadelesi

Aradan geçen neredeyse bir asra rağmen, hukuki eşitlik sağlanmış olsa da, toplumsal hayatta kadının varoluş mücadelesi hala devam ediyor. Kadına şiddet, cinayet, tehdit ve baskı gibi sorunlar ne yazık ki hala gündemde. Yalnızca Eylül ayında 20 kadın öldürüldü. Bunların beşi evli oldukları erkek, üçü kendi oğulları, ikisi eski eşleri, ikisi akrabaları, biri kardeşi, biri ise birlikte oldukları erkek tarafından katledildi. Bu acı tablo, kadınların yaşama hakkını korumanın hala en büyük meselemiz olduğunu gösteriyor.

Bahriye Üçok'un ölüm yıl dönümünde, onun laiklik ve kadın hakları konusundaki mücadelesini hatırlıyoruz. Laiklik, sadece din ve devlet işlerinin ayrılması değil, aynı zamanda kadınların birey olarak özgürleşmesinin de temelidir. Laiklik güçlendikçe demokrasi güçlenir, demokrasi güçlendikçe toplum aydınlanır.

4 Ekim: Bir Duruş, Bir Hatırlatma

4 Ekim, sadece bir tarih değil, aynı zamanda bir duruş ve bir hatırlatmadır. Medeni Kanun'un kabulü, Türkiye Cumhuriyeti'nin insan haklarına dayalı bir toplum inşa etme iradesinin simgesidir. Bu günü her yıl daha büyük bir coşkuyla anmalı, unutmamalı ve unutturmamalıyız. Çünkü unutursak, geriye düşeriz ve eşitliği, adaleti tehlikeye atarız.

Yapmamız gereken çok açık: Aydınlığı bırakmamak, geriye değil ileriye yürümek. Kadınların eşit, özgür ve güvende yaşadığı bir toplum için kararlılığımızı göstermek ve bu iradeyi hem kendi geleceğimiz hem de tüm dünya için sergilemek. Çünkü kadın varsa hayat vardır. Kadın eşitse, toplum güçlüdür. Medeni Kanun, bu gücün ilk adımıydı. Şimdi ise o adımı sonsuz bir yürüyüşe çevirmek bizim elimizde.